Bir gün,
Bembeyaz sokakları yürüyüp,
Bir gemiye binip gideceğim.
Elimde küçük bir bavul,
Sırtımda siyah kabanım
-hani senin hiç görmediğin-
Dünya nasıl beceriyor acaba,
Böyle kötülükle, böyle pislikle dolanıp
Hala bu kadar güzel kalmayı.
Neden, söylesene, neden?
Binler niye birden göçüp gider,
Bir anne niye ayrılır yavrusundan,
Sabahları uyanmasam diyorum,
Şu kuru öksürüğümde boğulmuş olsam,
Kendi çelişkilerime takılsam da
Bir dizeye doladığım urgan boynumda
Boşlukta sallansam.
Hayat,
Eğer yaşlanmadan yaşlandırdıysa ruhunu
Hayat,
Her anında şüpheye sürüklüyorsa seni
Ve en çok,
O tutkuları, alevli duyguları özlüyorsan
Pencereden geçip gidiyor Marmara,
Anadolu'nun bağrına gidiyorum.
Ardımda bir cehennem bıraktım,
Kafamda bin bir tilki...
Deniz körfeze dönüyor,
Köprünün ışıkları uzakta parlıyor.
Boğulmuş bir ifade yüzünde
İnatçı ve yorgun korlar gözünde
Durur öylece dimdik ayakta
Umudun Tanrıçası
İlk kahkahasında bir bebeğin
Gözlerimi kapatsam,
Uyusam uyansam,
Gözlerimi açtığım zaman
Sen gelmiş olsan;
Ne iyi olur.
Aklımda ne zamandır bir şiir var,
Yazıp da kurtulsam diye beklediğim.
Geceleri nöbetler var, hatır için,
Yalnızlık, tek kalmasın diye beklediğim.
Havada sigara dumanı var, ciğerlerim,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!