Lütfeyle Ya Rabbim

Ey dağların taşlarını mutlak sahibi
Bize rahmet diye gönderen Habibi
Büyük Furkan’ımızın Yüce kâtibi
Lütfeyle rızanı bize Ya Rabbim

Turnaya katarı yürüten sensin
Zerreden küreyi türeten sensin
Ölüyü yeniden dirilten sensin
Lütfeyle idraki bize Ya Rabbim

Namazla bir çare kapına geldik
Dua ile bir damla rahmet diledik
Rahmetin olmazsa hiç giremezdik
Lütfeyle Cennet’i bize Ya Rabbim

Cürm ile kirlenmiş günahkâr kulum
Kaybettim kendimi şaşırdım yolum
Dehşetli mahşerde Allah'ım sonum
Lütfeyle olmasın ateş Ya Rabbim

Ahmet-i Muhammed'i gönderdin bize
Kâfirler, müşrikler gelsin diye bize
O'nun bıraktığı o mübarek ize
Lütfeyle dört elle sarılalım Ya Rabbim

Biliyoruz ağır bu kutsal dava
Bedeli ödenmez verdiğin hava
Helake götürür nefs ile hevâ
Lütfeyle kendimize gelelim Ya Rabbim

Dermanı şifayı senden dileriz
Kaparsan kapını kime gideriz
Boynumuzu ancak sana eğeriz
Lütfeyle secdeyi bize Ya Rabbim

Semayı ummanı tek sen yarattın
Küçücük sineğe kanadı taktın
Başkası yoktur yalnız sen ilâhsın
Lütfeyle imana bize Ya Rabbi

Dedin ki: ey kulum günaha dalma
Cihat emri olunca geride kalma
Yolumda öleni ölenden sayma
Lütfeyle şahadeti bize Ya Rabbim

Cennetin de haktır hem cehennemin de
Dünyada ölürüz, kalkarız âhirette
Defterler açarken hesap gününde
Lütfeyle kolaylık bize Ya Rabbim

Acizlik fakirlikten sığındık sana
Uzak tut her belâyı bizlerden yana
Tertemiz çıkalım o sonsuz divana
Lütfeyle huzuru bize Ya Rabbim

Verdiğin nimetler sayısız çoktur
Senden daha cömert hiç kimse yoktur
Kalpteki yaraya Kuran’dır doktor
Lütfeyle anlamayı bize Ya Rabbim

Yarattıklarının her biri bir ayet
İman etmek için olmaz mı kifayet
Hata eder ya da unutursak şayet
Lütfeyle uyanmak bize Ya Rabbim

Anlatır seni bize Esmaü'l Hüsna'n
Bir adın Rahim'dir, bir diğeri Rahman
Tesbih eder dururum, asla unutmam
Lütfeyle idraki bize Ya Rabbim

Gereksiz değil elbet şu kurak çöller
Kimi tuzlu kimi tatlı koca göller
Rengârenk açan mis kokulu güller
Lütfeyle cennette derelim Ya Rabbim

Saymakla tükenmez verdiğin bol nimet
Gören göze, işiten kulağa minnet
Bu dünyayı dâhi bize kıldın cennet
Lütfeyle yaşamayı bize Ya Rabbim

Halkettin kimi siyah, kimi çekik millet
Kardeş kıldın bizi kalbe indirdin ülfet
Olmasın aramızda hainlik ve zillet
Lütfeyle kardeşliği bize Ya Rabbim

Ekşi tatlı şu meyveler türlü türlü
Koyunlar, inekler verdin sürü sürü
Hakkın ödenir mi hiç bundan ötürü
Lütfeyle şükrünü bize Ya Rabbim

Akıl verdin kuluna düşünsün diye
Mahlûkattan ayıran büyük hediye
Şu akıp giden zaman dönmez geriye
Lütfeyle kullanmayı bize Ya Rabbim

İlk emrin bizlere olmuştur: oku
Var ettin her şeyi ve hatta yoku
İmansız sineye saplanan oku
Lütfeyle sökmeyi bize Ya Rabbim

Cümle âlem sana ederken secde
Hakkıyla secdeyi edeydim ben de
Canım var oldukça şu aciz tende
Lütfeyle takvayı bize Ya Rabbim

Verdin bize topraktan sonsuz yiyecek
Açıktan koruyan libas ve giyecek
Kururdu her canlı; olmazsa içecek
Lütfeyle Kevser'i bize Ya Rabbim

Çamurdan var olduk nankörüz ve aciz
Bizi bize bıraksan olurduk naçiz
İmanla olunduk anlamlı ve veciz
Lütfeyle şerefi bize Ya Rabbim

Ne kadar şükretsek de sana azdır
Her kışın arkası bahardır, yazdır
Günahkâr olsak da tövbemiz vardır
Lütfeyle affını bize Ya Rabbim

Yarattığın ummanda milyonca balık
Semadaki kuşlara sen oldun Halık
Kulundur elbette ki her türlü varlık
Lütfeyle bilmeyi bize Ya Rabbim

En büyük delilindir bu yüce Kur'an
Boşlukta direksiz ve sütunsuz duran
Yıldız ve gezegenin her biri burhan
Lütfeyle görmeyi bize Ya Rabbim