Bütün şarkılar, türküler seni çağırıyor;
Dön!
Sazın telinde bir başka hüzün çöküyor gecelerime,
Şiirler seni besteliyor, gözlerden akan her yaşta...
Gel...
Kaybettim belleğimde senli ne kadar söz varsa,
Bilmiyorum...
İnsanın nasıl kaybetmediğini,
Kaybetmeyi çok iyi bildiğimden olsa galiba...
Her gelen gitmek için mi gelir?
Her giden, bir gidecek mi gönderiyor ardından?
Alışıyor insan.
Aç kalmaya,
Parkasız, yırtık bir gömlekle dolaşmaya.
Yüz çizgili, saç dağınık ve beyaz,
Gözleri karanlığa gömülmüş, avurtları çökmüş,
Ve hep yalnız.
Daha 15'indeydi Anzılha...
Daha 15'inde...
Gözleri ceylan, yüreği kuş ürkekliğinde
Güneş gülüşünde doğardı,
Daha küçüktü, hani çocuk derler ya öyle
Çocuktu Anzılha, çocuktuk!
En çok seni özledim
Sesini, nefesini
Kızgınlığını, sakinliğini
Ağlayışlarını, gözlerindeki inci tanelerini
Ve tebessümlerini, yüreğime cennetten ab-ı hayat sunan
En çok seni özledim
Ezanların sesi kesilmişken
Bu Ramazan ayında
Biz yine kurşunlarla açıyoruz iftarımızı
Aksa'nın ilk mescidin sessizliğinde
Tankların gölgesinde yudumluyoruz ölümü su niyetine
Ve açlık değil derdimiz;
Sevgili!
En derin nehri yüreğimin
Bulutsuz gökyüzüm
Sakınma, korkma kirpiklerimden
Çok uzun bir ayrılıktan geliyorum ben
Üstüm başım ondan kederli,
Günaydın sabahım, güneşim, gökyüzüm
Günaydın, doğmamış isimsiz kızım
Günaydın, yağmur yüklü bulutlar
Mavi umutlar günaydın
Al yanaklar
Ar kokan gözler
Sağır bir zamandan sana sesleniyorum,Asmina,
Duy, çığlığı düşmüş düşlerime, gölge yanını
Kapatma yüzüne içimi acıtan yapraklarını
Hicrana gebe saatler donduruyor kanımı,
Harf harf sen dökülüyorsun kalemden süretine kağıdın,
Ömrümü adıyorum adına,
Bazen, ağlamak gelir içimden,
Bulutları yırtan bir haykırışla
Dağları yıkayan yaşlarla
Kendimle barışamayan yüreğime inat...
Bazen, ağlamak gelir içimden,
Dinginliğini yitiren fırtınalar gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!