Bir zamanlar toplanıp voleybol oynardık,
Kah tatlısına kah göçmenin dondurmasına,
Ceyhan lisesinin arka bahçesinde,
Bazen de okulumuzu asıp,
Terleyerek hep top peşinde koşardık;
O çil reisin tarlasının içinde…
Biliyor musun kardeş her şeyi özledik!
Yıllar su gibi akıp gitmiş avuçlarımızdan,
Nedense bugün beni gençlik yıllarımız sardı.
O aynaların önünden hiç gitmezdik,
Daracık gömlekleri ütüler giyerdik hani!
Altımızda İspanyol paça pantolonlarımız,
Ayaklarımızda yumurta topuklu kunduralarımız vardı,
O yüzümüzdeki sivilcelerimiz neydi ki?
Patlat patlat kökünü bitiremezdik,
Sanki bizim en büyük kabusumuz onlardı…
İstasyonun oralarda motordan çok düşmüştüm,
Hele birinde elim yüzüm hoşaf olmuş,
Üstüm başım yırtılmış,
O çelimsiz dizlerim kanla dolmuştu.
Yoksa sen Suheyla'yı unuttun mu lan?
Ben hiç unutmadım kitap gibi kızdı inan.
Onu bir gün anneme götürmüştüm iyi mi?
Rahmetli sadece burun kıvırmıştı,
Gerçi annem hangisini beğenmişti ki!
Kimini buza kazığına benzetmiş,
Kimine de tank gibi kız demişti.
Sahi ona laf atan lavuğu,
Bir gün Behicenin parkında yakalamıştım,
Sorgusuz sualsiz o kafayı atıp,
Resmen çocuğun kaportasını dağıtmıştım…
Ama nedense siz çok korkaktınız,
O lavuk daha yerden kalkmadan kaçtınız.
İşte o gündür bugündür,
Ben hep tek tabanca gezdim,
Başım belalardan hiç kurtulmadı amma,
Ben artık kimseye güvenmedim güvenemedim,
Ağa biliyor musun şimdi bile?
Kendimden başka hiç kimseye.
Kayıt Tarihi : 12.5.2015 22:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!