Kapanan kapıların boşluğu
Bıçak ağızlarından keskinleştiğinde
Girer gibi olur penceremden
Kara kaplı gecenin sureti
Unutulan dünyanın kadehleri
Dudağımın yalancı yâri
Şikâyetim sana değil
Savurup giden rüzgâra
Olsun
Rüzgâr da alışır zamanla acılara
Solgun bir karanfil gülümsüyor
Yazgının büründürdüğü maskelerin ardından
Gölgelerinde seni beklediğim şehirlerin
O limansız şehirlerin eskicisiydim
Ben yalnızlıklar şairi
Kim bilir seni hangi mevsimde
Hangi kızıl ikindilerde düşleyecektim
Sahi sever miydin beni
Bir bakışa bin bir umut iliştirdiğinde
Akıp giden zamanın teslimiyetsiz anlarında
Gözlerinde cam kırıkları
Alnında bekleyişlerin telaşı
Sesinde tanıdık nehirler
Saçlarında ilkyaz sevinçleri dururken
Sever miydin sahi beni?
Hani bir veda makamı çalar
Alsancak’ın ara sokak meyhanelerinde
Hani hüzünlü bir nağme titretir yüreğini
Kadehlerin son demlerinde
Gülüşü gece mavisi bir kadınla
Aynı anda aynı yere bakakalmak
Bir özgürlük hatırasıdır
Bir özgürlük hatırasıdır
Esaret ifritini tesadüflerin alevinde yakmak
Bir lahzaya esir düşen
Usul ve esrik bakışlardık
İkimiz de aynı tesadüfe yakalandık
Gece aşka gebeydi
Heyhat!
Biz daha acemi yolculardık.
Kayıt Tarihi : 12.1.2021 13:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!