Bir tırpan koydular içime, içimi parçalıyor.
Duvarda asılı çerçeveler artık boş.
Küstüm,
eskiye dair ne varsa hatırlamak da istemiyorum zaten.
Çalıntı bir duvara çakılmış eğreti çiviyim.
Ha düştü, ha düşecek gibiyim.
Etrafta bir pazar günü kalabalığı, vapurlar geçer gider beni almadan.
Kız kulesi gibiyim İstanbul'un ortasında!
Dalgalar arasında öylesine ihtişamlı,
ama bir okadar da yalnız.
Şimdi kendimi kapatılmış bir zarf yalnızlığına çekiyorum.
Pulsuz, adressiz bir zarf yalnızlığına.
İçimde olanları, içimde yazanları kimse bilmeyecek.
Özlemenin sevişmek olmadığını,
bir karanlık için geceye ihtiyaç duyulmadığını,
aşık olmak için de karşılık gerekmediğini hiç bilmeyecekler.
Cennetine layık bir melek değilim ama,
en iyi sen tanırsın beni,
kimsenin hayatını cehenneme çevirmek için şeytanla iş birliği yapmayacağımı da bilirsin.
Görüyorsun,
dünyadaki kırılan ne tüm pencerelerin,
ne de ardından çarpılıp çıkılan kapıların tek suçlusu sadece ben değilim.
İttiniz!
Ta ki ruhum kıyıya vuruncaya dek fark etmedim boğulduğumu.
.. yani her ne yaptıysam sizin bana yaptıklarınızdan çok sonraydı.
Niye değiştin diye soracağınıza, niye değiştim diye bir düşünün.
Hayatın suçu yoktu, bir sevgiye yapılan tüm ihanetler sizdiniz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!