Leylim - leylim dünyamızın yarısı
Al - yeşil bahar,
Yarısı kar olanda
Gene kavim - kardaş, can - cana düşman,
Gene yediboğum akrep,
Sarı engerek,
Alnımızın aklığında puşt işi zulüm
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şairi rahmetle anıyorum. Güne düşen güzel şiirden ötürü seçici kurula teşekkür ederim.
tam cihatlık bir yorum..
artık farklı isimlerle kendine yandaş yorumlar yapmaya da başlamış olabilir dedecik :))
Şiirde mantık hatası var mı?
Dizelerde anlam düşüklüğü var mı?
Kelimelerin tekrarı var mı?
Şair ne demiş biz ne anlamışız!
Şiiri bu ve buna benzer kriterler üzerinden eleştirelim.
Hanımefendi düzmece peygamberler şairin yaşadığı coğrafyada tarih içinde Allahın elçilerinin mesajını ifsat etmek için ortaya çıkmış yalancılardır ve şair bu yalancı peygamberlere atıfta bulunmuştur… şiirde peygamber melek görmeyin hemen tüm tarihi ve mecazi manaları bir tarafa itip karalıyorsunuz…
ne yiyip ne içiyorsunuz merak ettim
evet… düzmece peygamberlere lanet olsun…
artık ağzına kürekle vurasım var bunak… üç kuruşluk şiir yazıp Ahmet Arif gibi bir şaire bunları yazmak ciddi bir mental probleme delalet olsa gerek
Peygamberlere hakaret içeren bir şiir. Allah'ın laneti zalimlerin üzerine olsun.
Hanımefendi düzmece peygamberler şairin yaşadığı coğrafyada tarih içinde Allahın elçilerinin mesajını ifsat etmek için ortaya çıkmış yalancılardır ve şair bu yalancı peygamberlere atıfta bulunmuştur… şiirde peygamber melek görmeyin hemen tüm tarihi ve mecazi manaları bir tarafa itip karalıyorsunuz…
ne yiyip ne içiyorsunuz merak ettim
evet… düzmece peygamberlere lanet olsun…
tam cihatlık bir yorum..
artık farklı isimlerle kendine yandaş yorumlar yapmaya da başlamış olabilir dedecik :))
Daha önceki yıllarda da günün şiiri yapılan bu zırvalar salatasına biz o zaman gereken yorumu yapmışız. Dediklerimizin aynen arkasındayız.
Bu deli saçmasını şiirden sayıp, artı bir de onu, günün şiiri seçmek ne mana acaba arkadaşlar? Burada kayıtlı olan altmış küsur bin yetkili şairi şiirden anlamaz mı sanıyorsunuz yoksa? Bu tuhaf yazının şiirle uzaktan yakından bir alakası yokken, neye binaen günün şiiri seçtiğinizi çok merak ediyoruz doğrusu?
artık ağzına kürekle vurasım var bunak… üç kuruşluk şiir yazıp Ahmet Arif gibi bir şaire bunları yazmak ciddi bir mental probleme delalet olsa gerek
Muhteşem... Yurt sevdası, yar sevdası, yaşam sevdası... Ahmet Arif'in dilinden muhteşem...
kendi şiirini kurabilmiş, bir harman yeri yaratabilmiş ..ne mutlu...
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta