Kimler vardı saydam saatlerde kimler yoktu ki hüsrana uğrayan günlerde
Zamanın ikiye yardığı sendeleyen günler ve umulmayan vakitsizlikler
İlk izlenimlerini gün ışığında varolsun diye durduran tiktakçılar
ikiden üçe üçten beşe varan yüzsüzlükleri sayıyorlardı kendi başlarına
cenderenin içinde dolanmaklıydı onların içindeki içsizlikler sanki
Eskitilmiş bir yüz boyalı ayakkabı cilasıyla parıl parıl parlamaklı
Nemini içinde hisseder gibi tutkal olurcasına saplanmıştı tutunmadan
Varlık tı yaşattığı peyder pey hiç olurcasına tutunuyordu umutsuzcana
Vakurdu duyumsuyordu sezinlenilen havasız yaşantının önsezilerini
Saçtı bukle bukle eskimişti inceliyordu perçem onundu ya işte
Düşünsel anlamlardı uzaklaşamadığım
Unutmuştum içsel diyalekleri kaybetmiştim
Tartıda eksilen kişiliklerde suskun kalıyordum bir an
Öz suyumu kaybetmeye başladığım anlarda yoktum
Usturuplu olurcasına kılı kırk yaramadan ikircikliydim
Çizik atmıştı hayalleriyle oraya buraya
Sonra o olmuş bu olmuştu gülümsemişti
Düşmüştü çaptan içe dönmüştü bi kerecik
Susmak yazgı olmuştu sözlerde incelerek
Neden niçinsiz yaşatmıştı olanları gülerek
Kıvılcımlar yaşanıyordu sanki bazen bilinmeze
Dokunmaktı sanırım hatırlanılmayan her şeye
Gülügen süzülüşlerde nazenin duruş olsun diye
Mutlu olmak buymuş demezdim bazen serilirdim
Selvi ağacının gölgesinde serinlikler etrafında
Rakamlarla ifade edilen yaşam kavgasıydı artık yaşamım
Düşüncelerim kar kırçılları arasında gelip geçmekliydi
Özümde ben değildim sözümde ben idim artık dünyada
Bilmem nedendir demeden hacamat olmuştum gözlerimde
Bahanelerin bini bir para gider olmuştum şikayetler arasında
Tutunmak isterdim zamanların yardığı iklimlerde
Ben sen o varken ben yoktum cümlelerimde
lakin yarınlardı benim düşlerimin içindeki aslan
hatırlamak istenilen bir kaosun içinde uçmuştum
yok olan cinaslı cümlelerin ardında günahsızcana
Yayvan bir sele ve sen
Selenin içindeki eşya olacaksın
Bir vakit iki vakit derken
Sadece sabit bir sele olcaksın
Sahi deyip;
O seni taşıyan selenin üstündeki ellere güleceksin
Uykudaydım gönlümün güzelliğindeki pırıltıların gölgesizliğinde ben oluyorcasına
Susuz olabilirdim dehlizlerin karanlığında çekilen bakraçta su olayım diye
Ağlayandım gözyaşı olurcasına sığlık yaşıyordum gözlerim kısıktı göremiyordum
Duraksadım düşünür gibi yaptım deyim yerindeyse yoklukların görünmezliğinde düşseldim
Ortasındaydım hayatın dante misali kabil yerindeyse ben hiçtim notasız hayatın perdesinde Yolcu misali savruluyordum dimağımın derinliklerinde fenalık geçirircesine hatırlanılandım
Dinlenmek üzereydim vakit gece yarısıydı
Tükenmişlikler bir an o an karşımdaydı
Süzülüyordum biraz al gönüllü diyarlarda
Ürkek de değildim içim içimi yiyordu suskundum
Günler kahkahası şamatası ile tastamamdı bu aralar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!