Kar taneleri usulca dilime düşerken
yosun tutmaya fırsat bulamayan bir istanbul sabahından sesleniyorum sana
Küfre ve kedere ait bilinen ne varsa haykırıyor şimdi istanbul
Tek göz gece konduların isli perdelerini açamıyormusun şimdi...
Yoksa sahiden sevmiyormusun martıların fısıltılarını artık
güzel günler görecektik,
sen galatada içelim dedikçe
ben kumkapı diye tutturacaktım.
neonların masmavi ışıklarını
gözlerinin buğulu mavisine tercih edecektim işte.
sen
bir gül dermemi isteyecektin,
ben
istanbuludaki tüm bostanlara haylaz bir çocuk gibi girecek, talan edecektim.
Sen
Soğuk bir kış sabahı erkenden uyanmayasın diye,
ben
martılara tembih edecek, vapurlara söz geçirmeye çalışacaktım.
Zifiri bir sabah, buz gibi bir güneşle kararınken gökyüzü
Eski istanbulun en güzel hanım efendisine uzatılırken bir gül
ete giren diken, akan kan,dökülen gözyaşı olacaktı artakalan.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta