Sen seni birde benim gözümden görsen
Aşık olur kimselere göstermezdin kendini
Kıskanırdın deliler gibi kendinden kendini
Sen bir görsen benim gözümden kendini
Deniz gözlerine baksan derinden
Dalar gidersin çıkamazsın içinden
..
Kentin lacivert gecelerinde;
İç buran yitişlere
Ve kalpazan mevsimlere kanıp gittin..
Bakakaldım beyaz saçlarını çizdiğin aynalara...
Kestim bileklerini zamanın.
Hükümsüz vuslatlara yandım.
Bir çilingir bulamadım kuruyan gözlerime..
..
Bu kente bu gece masal anlatan masalcı dedeler gelmedi, yokluğumun ve yokluğunun yıldönümü... Bir sonbahar akşamıydı kaygılarımızın peşinde koşmaktan yorulmuş, sığınacak bir liman aramaktaydık... Oysa ilkokul sıralarında kalan tebeşir kokulu hayallerimiz vardı. Çocukluğumun sinsi gölgesi iç cebimde saklı durur hep. Onun da hayalleri vardı... Tıpkı sana benzeyen sonbahar saçlı... Gittin dönülmez yollarda kayboldun ve bir daha olmamalısın...
Bu kente masal anlatan kimse kalmadı bu gece, çünkü bu kentte yaşayan insanlar hep masal kahramanıydı. Öfkemizi yapıştırıp ta gökyüzünün koyu lacivert çehresine, gülüşlerimizi alıp gitmeliyiz, tıpkı senin gibi. Öyle yapmalıyız değil mi? Yorulduğumuzu anladığımız zaman kaçmalıyız.
Kaçmalıyız...
Kaç.
ma.
lı.
..
Sen başka bir yerde
Karanlık bir alemde
Karanlık bir masada
Sönmeye yüz tutmuş bir mum
Başka bir adamla
..
Bütün şehir uyuyor,
bir ben ayaktayım
Birde;
martılar,
sabahın ilk ışıkları sinmekte
İstanbul sokoklarına.
Akşamdan kalmış,yanık kokulu
..
HERŞEY SANA BENZİYOR
Eski olan herşeyi ve seni terkediyorum,
Yaşadığımız ve yaşatmadığın herşeyi sana bırakarak.
Senden kalan heryeri kurtarılmış bölge ilan ediyorum,
İntikam istiyorum heba edilen zamandan,
Ve uğraşmaktan yorulan kalbim oynaklık istiyor.
..
Belki;
Yalnızca sesteki tınıydı
Beni çeken
Lacivert suların kucağına
Kalbimin kuytularında
Uyuttuğum
..
lacıvert akşamları
maviye
maviye...
çalardı
gözlerin...
bakar
..
Üzerinde umut güneşinin yansıdığı
Mavi sularının dibine çekiliyorum.
Sular koyulaşıyor,mavi laciverde
Lacivert siyaha dönüşmede,
Koyu karanlıkta yapayalnızım....
Çıplak yüreğimin titremesi
..
Rakıya bulanmıştı gözyaşlarımız
ellerimiz aşk
dudaklarımız perişan
Yakamozdu istediğimiz
ıssız bir yaz köşesinde
..
Penceremden Süzülüyor Bu Gece
Hazanın Serinliği
Odama Serpiliyor Açık Penceremden
Deniz Meltemi
Hani Sonsuzluktan Gelen O Koku
Bir Martının Kanadında Gönderilen
Derin Bir Nefesle Çekiyorum
..
Sorgulamak gereksiz geçen yılları
Esmer günler boyu çıkmazları.
Ne virajlar dönmüşüm ölümüne
Için için yanmış sevda ormanları.
Üzerime yıkılmış,
tüm sevgilerin duvarları.
Omuzlarımda sensizliğin ağırlığı,
..
Sanırım gözlerinde kaybolmak istedim bugün
Bakıp bakıp derinlere dalmak gibi....
Mercanın deniz yıldızına yumuşakça değmesi gibi
Sanırım kalbime dokunmanı istedim......
Okyanusun enginlerde olan doluşu gibi
Yumuşacık ipek sudan sararsın sanki bedenimi
Sen o gece gel lacivert gözlerinde yakamoz çalalım
..
Kadının ötesi kadın, diğerlerine benzeyerek
Çoğalma umudunu yitirmiş, çöreklendiği toprağa kederlenerek
Cinsini hatırlasa varlığını yadırgamayacak
Nafile bu dünyada daha fazla yer kaplamayacak
Uydurulmuş bir hayat kim inansa üstüne kalacak
Yanına yöresine bulaşmadan geçtik, belleğimizde adı yok
..
Bin omur kavusmayi beklemis gibi
Omrumce sana akmis
Butun yollarim…..
'Belki bin omurde bir defa
Kac kisinin basina vurur ki boyle sevda….
Hayatimin butun iyi yapi taslarini bir kefesine
..
Tanıştığımız anki o heyecanımı hatırlıyorum,
O küçük minik ellerini, yumuk yumuk gözlerini
Lacivert bakan gözlerini kalbimin üstüne koydum
Gördüğüm o minicik gül yüzün pembe pembe banabakıyordu
Anladımki! sen
Evrenin bana sunmuş olduğu bir harikaydın
Rengarenk ışıl ışıl parlayan taşımdın
..
Çok uzak iklimlerin sıcağındasın
sana, hasret dağlarından sesleniyorum
Sesim sesine dokunmaz
Tenim tenine.
Kalbimdeki resminle avunuyorum
Hayalim,turuncu bir seherde kapında durmak
..
(Dönüş)
Az ileride bekledi seni yağmurun çekilen elleri
Eskirken fotoğrafın habersiz girişinle gölgene
Umulmadık bir haber ilişti lacivert yakana
Kalkıp gidiyor umutlar gözlerinin neminde kan
Kalkıp gidiyorlar ellerini çeken yağmurdan
..
Günümde dünyamda yaşıyorum yaşatıyorum seni
Kah seslenişinde
Kah güneşin pırıltısında
Kah gözü yaşlı yağmur tanesinde
Kah esen deli rüzgarda
Kah ince belli çay bardağında
Kah buğulu camımın şeffafında
..
Göç eden lacivert kuşları aramak için
ayrılıyorum ülkemden
sana uğramak bir ihtimal sadece
belki esir düşerim bir düşüne
ıhtırmadan, kestiremediğim yanlarımla
başlarım söze.
..