şimdi sensizliğe uyandığım bu lâcivert gün de,
güneşi doğmayan bu meş’um sabahta
sensiz sensizliğe noktayı koyuyorum
bütün mavilikleri ardımda bırakarak
gidiyorum;
yalansız
ihanetsiz
..
Ilahi Ask, sonra emanetim
Sahiden sen kücügüm, annenim
Mihnet etmem ucan kusa, kurda
Alnimin aki sana helalim
Istirhamimdir oku kelami
Lacivert, mavi, yesil endami
..
Tadı can eriği gibi tazeydi
anımsıyorum
Islanmıştı,yağmurdandı
Çekinerek aldı elimi ellerine
Sanki kendine ait olmayan bir şeyi almışçasına utangaç ve çekingen
Zaman öğütememişti, ne de yağmur alabildiğine
Unutmayı unuttuk beraber
..
Benim istediğim
ölümsüzlük iksiri değil ki.
Ölümden korkanın canı çıksın.
Ben,
yıllardır durmaksızın
beyaz kağıtlara döktüğüm
lacivert gözyaşlarımı
..
Zifiri düşünceler kuşatır
Us'umun denklemlerini
Siyahlara boyanır
Beyaza sevdalı
Lacivert düşlerim.
Yıldızlar kıskanır seni
..
AŞKIN MOR YÜZÜ….
Kuşların gülüşleri de değişiyor artık. Kırmızı sıcaklar vururken toprağa sustu Arap bülbülleri.. Serçeler, şaşkın dönüşlerine saklandılar suskun ağustos akşamlarında.. martılar hüzünlü dönüşlerine eklediler sevdalarını.. Balıkçılar yaz coşkusunu sererken deniz yüzeyine beyaz ağlarıyla, ben Akdeniz sularına ekilen tek bir ayçiçeği tohumuydum. Deniz dibine tutunan, deniz yüzeyine sarı çerçeveli yüzünü serip gökyüzünü izleyen….
Akdeniz sabahında ‘haydi’ nefesi üflenirken sabahın lacivert yüzüne, çakıl taşlarına tutunan bir su damlasıydım. Suskunluk düştü payıma dalgalar kendi sahilini döverken. Arkasındaki sırları asırlara tutunan aynalar göstermiyordu bana kendimi.. Ben ararken beni…! Sen bu değilsin dese bile gözlerime bakan görüntü… Ben bendeyim kendimdeyim ve bende benden öte benimle olan yüreğim var nefesi benden uzakta olsa da gözleri benim içinde gökyüzüne bakan gözlerinde gözlerim olan…
Bilirim ki gördüğü sabah çiğinde, yaprağın yeşilinde, büyüttüğümüz iç denizlerimizde Yaradan’ın sunduğu her nimete, her güzelliğe uzanırken gözlerinde hareler oluşturup kıyılarıma uzanan….Bir yelkenlinin beyaz duvarını öpen balığa dokunan su damlasının her bir molekülüne sevgiyi ekleyip oluşan hareleriyle saran sarmalayan esintileriyle var…… İnadına var….
..
Lacivert gece bastırırken efkarını,
Özlemin kanser yarası olur kanar yüreğimde…
Gösterirken mehtap büyülü yüzünü nacar yüzüme,
Hayalin ölüm olur düşer peşime…
Gözlerinde yangın olur yakamozlar,
..
Başı dönüyor gecenin, zaman daralıyor
Koyu lacivert yalnızlığında bir odanın
Gece ağır yaralıydı.
Git gide morarıyordu yaralar
Yol kangrene çıkıyordu
Ayak seslerini dinliyordu gece
Beklediği bir kurtarıcı…
..
oysa usulca yağıyordu yağmur
güneş tenha bir ırmağa girer gibi
gökyüzü bizi seyreden kuşları korkutur
gökyüzü gülleri öpüyor gibi
bulutlar, paramparça, ıssız bahtiyarlar
uzansam kopacak o incecik kolları
..
pembe beyaz mat bir gök
anadoluhisarı’nın lacivert ağaçları arasından bakışan
külrengi kiremitli, kirli suratlı evler..
gittiği güneyden izlerini taşıyan ılık lodosla kendini hatırlatan yaz
ve onlara inat lacivert kıpırtılı, üstü pusla kaplı
camgöbeği boğaz
..
Gece olmak istiyorum
Gecede ağaç ve onun kara yaprakları
Ahşap evin alacakaranlık yanı
Kısa çığlıkları gece kuşunun
Gecenin soğuk mavi ışığında
Adı bilinmeyen bir böcek
..
Bilmediğimiz tropik sularda bulduk kendimizi birden
Mavi en açık toz mavi, Lacivert en koyu gece renginden
Düşünceler mercanlar gibi, her renkten ve her şekilden
Bu sularda büyüyerek yüzmek güzel
Bak düşler atlamış sırtına şu deniz atının,
Hüzünleri sürükleyip götürüyor şu balık.
..
Çiğ düşmüş bahar sabahlarıydı
Ardımızda bıraktığımız,
Boynumuzu bükmedi mi aşkım,
Asırlardır yalnızlığımız.
Yaşama tutunmadık mı beraber,
Pırlantaydı umutlarımız.
Lacivert fırtınalarda kaybolmadı mı
..
Dün gece kara - lacivert
Yıldızlarsa sayısız - parlak
Hava yasemin kokuluydu
Sevdamın en siyah gecesi oldu
..
…
Sevgiliye Mektuplar SENİ İZLİYORUM…
……………Seni; Türkçe bakan bir çocuğun umutsuz, Kürtçe bakan çocuğun ezik, yoksul, horlanmış ama umutlarını yitirmemiş, sokak çocuklarının o yaşlı, yorgun, ürkek bakışlarıyla seviyor ve çoçuksü kahkalarımı ekliyorum lacivert harelerime… Seni izliyorum bakışlarımın renkleriyle…
…………… Eflatun benizli sabahlara firari uykusuzluklarımla ulaşırken, sarı sıcak gecelerin boğucu nefesinde sırılsıklam olurken bir kentin yatakları nemden, terlerimle üşüyorum, donuyorum geceden sabaha… Sabahları biraz olsun nefes almaya başladık diyor karşılaştığım, karşılaşan insanlar ve onların sıcaktan, soğuktan, ılıktan, nemden başka konuları yok mu? Diye bildiğim sövgüleri sıkıyorum dişlerimden arasından ve en ağırlarını ama heyhat ezilen, vurulan yok… Ve her söz sanki bana geri dönüyor ve tenimde alevler çoğaltıyor çarparken, bunalıyor, terliyor, isyan ediyorum tenimdeki ateşin, içimdeki buz tutan kalıplarla uyumsuzluğuna…
…………… Vedası erken yaz mevsimi miydi yaşadığım, sonbahara uzanan sıcaklığı mıydı bunaltan, boğan, ateş altındaki akrebin iğnesini kendine batırıp intiharı seçmesi miydi? . Yediğim, içtiğim, otur duğum, yattığım, kalktığım, gezdiğim yerlerde, ardında seni izliyorum ayak izlerinden, nefesinden ve hatta kente yayılan uhrevi kokundan, sofistike şekilde protesto edilen papaya ve okuduğum an seninle paylaşıp tamam şimdi suç unsuru bulurlar dediğim yazar Elif Şafağın son romanına kadar ve yaşamın garsız peronlarında voltalıyorum kaybettiğim yüzümle…
..
Alnındaki beyazlık anlatır bana seni,
Türküler ruhundaki ahengi hatırlatır.
İnce uzun bir endam gözlerimi parlatır,
Lacivert bir gökyüzü özletir cana seni.
Layiham olsun bu söz, ayrılıklarda oku,
Arkadaşlığımızı o an yeniden düşün.
..
Gönül özledikçe görürdük onu
Lâcivert kanatlı kumruydu Banu.
Izdırapla geçen beş yılın sonu
Nâğmelerle uçtu ahrete Banu.
Unutmak mümkün mü böyle bir canı
Bin hâtıra dolu onun her anı
..
Gri bir atmosfer tabakası,yığılırken şehrin üstüne
Toprak damlı evlerden,
mavi düşler yükselir
Kırmızı tonlarda
Ve şehir sarı bir çığlıktır
Mat rengi yokluğunda
..
derler ki;
kainat yaratılırken tek renk kullanılmıştır,
o da mavidir …
onun için vapurlar üzerinde yüzebilmek için
maviyi seçmişlerdir
ve gene bu sebeptendir mavi akması Boğaziçi ‘nin
..
Sensiz gecelerimde
Ben hep
Mutsuz olurum
Lacivert bir hüzün
Çöker gözlerime
Tükenir sevda
Zamanlarım
..