Küçük şirin
Yeni çıkmış beyaz yünleri,
Yapış, yapış.
Küçük kulakları,
Süt emmeye hazır dudakları.
Bazen sade beyaz, bazen siyah
Burun çevresi.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Merak ettim.../
Yanlış anlamayın, sadece masum bir sorudur bu: // ''et yiyor musunuz?..''
Kuzuları sevdiğini söyleyip de onları tabağında görmeğe hiç itiraz etmeden, leziz garnitürlerle mideye indirenleri biliyorum da; ondandır bu sorum...
Ben sevdiklerimi yiyemem meselâ...
Böyle bir çelişkiyi taşısaydım, ilk yiyeceğim; annem olurdu...
Neyse ki, ben de (ayırımsız) tüm hayvanları seven ve hiçbirini de tabağımda görmek istemeyen ve insan dışındaki tüm canlıların makus talihlerinin de ne olacağını artık hatmetmiş biri olarak (hiçbir zaman mutlu olamadığımdan) kendini tanrının lanetlediği kullardan biri olarak adleden tuhaf adamlardanım.../
Ve de vejetaryenim sizin anlayacağınız...
Bırakın onları yemeyi; kürklerinden, derilerinden, kemiklerinden vs. (yani canlarına kastederek) üretilen şeyleri bile kullanmıyorum...
Sebzelerle, tahıl ve tohumlarla sürdürüp gidiyorum kıytırık yaşamımı.../
Belki biraz kilo sorunum var ama, vicdani erinç ve içinde kaybolduğum huzur mutlu kılıyor beni...
Neyse.../
Şiir iyiydi...
Bundan öte söyleyeceklerim, kuzuların sessizliğinde saklı kalsın...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta