Ta uzaktan görsem seni tanırım,
Herkese hâlini bildirdin kuyruk.
Ardına durmaktan çok utanırım,
Vallahi usandım, yıldırdın kuyruk.
Sabahtan kuruldu, akşam dağıldı,
Koyun gibi birer birer sağıldı,
Nefesi kesildi yere yığıldı,
Kaç tane emekli öldürdün kuyruk.
Kapılarda çok eskidin, yıllandın,
Kullanıldın, kaç kişiyi kullandın,
Menfaate cilve, nazla sallandın,
Sahibini işe aldırdın kuyruk.
Haftamızda yedi günde sen varsın,
Koşuyorum, yine önde sen varsın,
Alışveriş merkezinde sen varsın,
Bütün hayatıma saldırdın kuyruk.
Ayın on beşinde, ayın birinde,
Ne çabuk dirildin sabah köründe,
Postane önünde, banka önünde,
Genç iken ömrümü soldurdun kuyruk.
Uyuyunca hayal yaptın, düş yaptın,
Çoğumuzu bu güreşte tuş yaptın,
Cuma günü bir hayırlı iş yaptın,
Dışarıda namazı kıldırdın kuyruk.
Kimse atamıyor sana kösteği,
Aslında yok hiç kimsenin isteği,
Kimden aldın sen bu sağlam desteği,
Nice başlara baş kaldırdın kuyruk.
Kökün sağlam, nerelere bağlandın?
Kaç asırdır bizim ile eğlendin,
Nereden beslendin, nasıl yağlandın?
Biz rağbet ettikçe çıldırdın kuyruk.
Bu destanı duyar isen kızarsın,
Kendinden uzun bir cevap yazarsın,
Yedi göbek torunuma uzarsın,
Nasıl olsa yolu buldurdun kuyruk.
Ataroğlu’m gemim vurdu karaya,
Parmak bastın iyi olmayan yaraya,
En sonunda ben de durdum sıraya,
Ardında sazımı çaldırdın kuyruk.
Kayıt Tarihi : 29.12.2006 00:29:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
çok fazla hatalı yazım anlaşılmıyor
TÜM YORUMLAR (1)