(Kim olduğumu tam olarak bilmiyorum. Hüseynîlerin şair soyundan olduğum söyleniyor.
Ona birazdan geleceğim.)
ömrümden azad aşklarla başlamalı söze
usul ve demlenmiş bir rüzgarla dağıldığım
şimdi yeni bir arya'ya da başlayabilir aşk
yakamdan düşsün istiyorum kimliksiz şarkılar
sesin yankısını bulduğu yerleri arıyorum
küçük bir tınının çoğaldığı akşamları
bir trajedinin başladığı yere dönüyorum
eski bir yenilginin bittiği adreslere
belki unutmak için gömüyorum başımı enkazlara
belki eğilmek için onurlu aşkların anısına
akranlarım çabuk unuttular. çok savruldular.
en az benim kadar duyarlıydılar düşlerine ülkenin ve
gençlerin geleceklerine çomak sokmanın şirretine.
şiddet ve şehadet kutsandı. çaput bağlandı her söze
ziyaret ağaçlarına benzedi darağaçları
yanlış bir yerden başladım galiba. bağışlayın
anlatmaya eksik bir hikayeyi yeniden
sana rüzgarları anlatmadım daha. enlem ve anlam
sana yolları, sana bedduaları. kahır ve keder
sana dağları anlatmadım daha. ihtişam ve ihtimal
sana engelleri, engebeleri anlatmadım. merhem ve merhamet
farıd farıad tanığımdır en az dılşad kadar
said yusuf da öyle gasparyan da
bütün ağıtları topladım dillerden
hesenigo ve ahmedum'la yatıp kalkıyorum
aklım unutamadıklarımda; umursadığım ne varsa
kuşluk vakti salalarla titriyor yüreğim serin sabahlarda
sesime düşen sözcükleri unutuyorum oturduğum yerlerde
bir dizeyi tamamlamaktan acizim kalktığım sohbetlerde
pipetle nescafe içmek nasıl bir şey. havsalanız alıyor mu?
blues konserinde şiir yazmak. ağlamak başka bir şarkıya.
uzun bir yolculukta sevgiliyi sayıklamak.
bir uzun yol otobüsünün camından geceye uzanıp umut tazelemek.
ya da kontrolsüz bir kavşakta sağa sola bakmadan geçerken
ani bir fren sesiyle irkilmek.
'kör müsün ulan! '
'şairler dalgın olur' diyor bir arkadaş
'biraz vicdani terbiye almak lazım'
ahmet telli istediği kadar kül ve kil desin
dişlerini gıcırdatıyor hala ismet özel
bakınız. daha ölümü konuşmadık;
ip ve infaz. cinnet ve cinayet. ihtar ve intihar
hayat nasıl seyrediyor. bunu da;
öfke ve öpücük. rüya ve riya. ten ve ter
belki yenilenmiş bir aşkı konuşabiliriz; zaman kalırsa
bir çay molası vermeli. serin bir gölgede dinlenmeli biraz.
kanadığı yerden silmeli isimleri. yüzünü geçmişte unutanları
adım mahkeme kararıyla değiştirildi. bunu ispatlayabilirim. künyemi bilmiyorum. Kütük numaramı unuttum.adım hangi cilde yazıldı; onu da hatırlamıyorum. günde üç öğün sayım yapılmasına rağmen; sıramı şaşırıyorum. evet, ben sarsak ve bedbin bir vatandaşım. bunu biliyorum sadece.
beyefendi!
hüseyin elçi'yi düşün kütükten
fazla oluyor artık!
(29 Haziran 2001)
Hüseyin ElçiKayıt Tarihi : 15.10.2004 22:59:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!