Bulutlardan kıyafetini giymiş
Tüy gibi hafifletmek istemiş.
Güneşten parçalanan tahtına oturmuş
Yüksek alemlerden gelen terlikli keşişler yüklenmiş
Taşımışlar sis içinde dümdüz bir yol boyunca yılmadan
Saçlarının kızıllığı günbatımıdan kopmuş
Göksel ilahiler okunmuş o gelirken
Adanmış bakışlarında tuhaflıklar
İleriye uzadıkça uzuyor
Bir zamanlar kalpleri delen simsiyah bakışları
Bir çift göz gözyaşlarının parlattiğı
Donuk bir ifade, yarım kalan sessiz gülüş
Bembeyaz teni, soğuk ve kaya gibi
Islak saçları dokunulmaz,
gözleri siyah ve zifiri
Bir gün o denize hasretle bakarken
Göğe bakıp merakla sorular sorarken
Nasıl olduysa sırra vakıf olmuş
Tacına kuşlar konan o prenses
erimiş; buhar olmuş,
Yağmur olup arafa düşmüş
Tam yolunu bulacakken
Kutsanmış ve de kaybolmuş
Uzun süren acıların ardından
Dinlenmiş ve taşlanmış
Duygulardan arınmış
Dalgaların usulca getirdiği hüznü,
Yerini kutsal bir döngüye bırakmış
Cennetin yeşili, cehennemin kızıllığı
Yedi katın yüksekliği, okyanusların derinliği
Şimşeklerin öfkesi, rüzgarların nefesi
Martıgillerin haykırışları,
gökkubenin kızıl çizgileri
Ne varsa bizden kalanı almış
Ve yerine bir azize bırakmış:
...
Bir gün o denize hasretle bakarken
Göğe bakıp merakla sorular sorarken
Nasıl olduysa sırra vakıf olmuş
Tacına kuşlar konan o prenses
erimiş; buhar olmuş,
Yağmur olup arafa düşmüş
Tam yolunu bulacakken
Kutşanmış ve de kaybolmuş...
Kayıt Tarihi : 30.1.2023 05:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bulutlardan kıyafetini giymiş Tüy gibi hafifletmek istemiş. Güneşten parçalanan tahtına oturmuş Yüksek alemlerden gelen terlikli keşişler yüklenmiş Taşımışlar sis içinde dümdüz bir yol boyunca yılmadan Saçlarının kızıllığı günbatımıdan kopmuş Göksel ilahiler okunmuş o gelirken
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!