Kutsal kitapların zaman içinde değişip değişmediği sorusu özellikle İslam dünyasında önemli bir tartışma konusudur. Bu tartışmalar, Kur’an’daki ilgili ayetler, erken dönem İslam bilginlerinin yorumları ve tarihsel bağlamların incelenmesiyle şekillenmiştir. Bu yazıda İslam'ın temel kaynağı olan Kur'an'dan hareketle Tevrat ve İncil'in tahrifi hakkında neler söylendiğini inceleyeceğiz. Kur'an'ın belirli ayetlerinde eski kutsal kitapların değiştirilmesi veya bozulmasıyla ilgili çeşitli ifadeler yer almakta bu da konuya dair farklı yorumları gündeme getirmektedir. Bu makalede Kur'an'daki tahrif kavramı eski kutsal kitaplarla ilgili yapılan eleştiriler ve bu eleştirilerin günümüz tartışmalarıyla ilişkisi ele alınacaktır.
Tahrif, kelime anlamı itibarıyla "uç, sınır, kenar" anlamlarına gelen “harf” kelimesinden türetilmiştir. Kavram, genel olarak şu anlamlarda kullanılmıştır:
1. Bir sözü iki farklı şekilde yorumlayarak bir tarafa çekmek,
2. Kelimenin veya sözün anlamını benzer bir anlamla değiştirmek,
3. Sözün anlamını bozmadan lafzını değiştirmek.
Bu tanımlamalar, İsfehâni'nin Müfredât (s. 228), İbn Manzûr'un Lisânü'l-Arab (c. IX, s. 43) ve Cürcâni'nin Tarifât (s. 53) gibi kaynaklarda yer almaktadır.
Kur'an’da "tahrif" kelimesi kelimelerin yanlış yorumlanması veya anlamlarının bozulması anlamında kullanılmaktadır. Tahrif kelimenin veya sözün yanlış bir şekilde bir yere yönlendirilmesi manasının değiştirilmesi olarak tanımlanabilir. Kur'an'da tahrif kelimesi özellikle Ehl-i Kitap olarak bilinen Yahudi ve Hristiyanlara yöneltilen bir eleştiri olarak karşımıza çıkar. Bakara Sûresi 75, Nisa Sûresi 46, Maide Sûresi 13 ve 41. ayetlerinde bu kavram geçer. Bu ayetlerde özellikle kelimelerin yanlış bir şekilde yer değiştirilmesi ve anlamlarının değiştirilmesi vurgulanmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta tahrifin genellikle eski kitapların değiştirilmesinden çok bu kitapların yanlış yorumlanması veya öğretilerinin göz ardı edilmesiyle ilgili olduğudur.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta