Kutsal Ayrımcılığın Dayanılmaz Hafifliği

Kutsal Ayrımcılığın Dayanılmaz Hafifliği

Evrensel sistem her varlığa eşit mesafededir. Yani her varlık evren ile “Zerre küllün aynasıdır” kapsamında eşit ilişki halindedir. Evrensel kurallar herkese eşit yansıyor ise görülen adaletsizlik nereden kaynaklanıyor?

Cevap: Öğretilerden kaynaklanıyor. Her öğretinin liderine tanınan ayrıcalıklar zaman içerisinde abartılarak bazı dehşetli hallerin açığa çıkmasına sebep olur.

Süte fare düşse süt “Mundar” olur; fare ise “Sütten çıkmış ak kaşık” olur fare açısından!

1950’li yıllarda toplumun ahlak anlayışına ters düşen fiilinden ayıplanmayan meşhur siyasi lider, kutsala olan hizmetlerinden dolayı sevildi; 2000’li yıllarda aynı eylemi işleyen siyasi lider, kutsal bir değeri olmadığı için (eylem aynı olsa da) ayıplandı!

Ateist biri küçük yaşta kız ile (cinsel açıdan) birlikte olduğunda“Sapık, zaten ateistmiş.” Diyenler kutsal değer verilen biri aynı eylemi yaptığında şöyle savunanlar oluyor “Sünnet işlemiş! ” Beline kuvvet der gibi! ? ...

Benim gözlemim şöyle; sırtını kutsala dayayanların her hali alkışlandığında bu kişiler zaten kasten ağız bozup usulsüz davranır! Çünkü aynı şeyi kutsal olarak tanınmayan kişi söylediğine ya da yaptığında “Nezaketsiz, kaba ve zalim” olurken kutsal kişiliği olanlar söylediğinde veya yaptığında “Haklı canım, gereğinde söyleyecek de yapacak da! ” şeklinde savunulabiliyor.

Zaten kutsal kaynaklı toplumların neredeyse tamamı diktatörlerce yönetiliyor ve sıkça iç isyanlara sahne oluyor. Hata iç isyanları planlayanlar, isyancılara dışardan destek vererek toplumun tamamen çökmesini sağlıyorlar.

Deccalizm sureti haktan görünecek ve “Cennet” dediği aslında Cehennem olacak; “Cehennem” dediği de Cennet olacak! Tahterevallinin iki ucuna yerleşmiş olan aşırı kişiler birbirlerini nöbetleşe yükseltip alçaltırken dengede duranlar kazanacak. Orta direği yükseltmek hepsini yükseltir. Sabit olarak karşılıklı yükselip alçalmalarla sadece aynı hizada göreceli bir yükseliş elde edilir. Başkalarını alçaltarak yükselenler zamanı geldiğinde alçalmaya mahkumdur.

Selametle;

Ahmet Bektaş