Çölün kutlu yolcusu
Sabah rüzgarlarını
Peşinden getirterek
İlerliyordu.
Babadan öksüzdü
Anneden yetim
Daha çocuk iken
Çileler, mâtem
Kavmi de düşmandı
Bu da bir elem
Sabretmek huyudur
Dem üstüne dem
Çölün kutlu yolcusu
Sabah meltemini
Peşinden getirterek
Yol alıyordu
Izdırabı büyüktü
Şanı da büyük
Tebessüm ederek hep gülüyordu
Tebessüm sadaka, sevap diyordu.
O gelince bahar gelir, nûr gelir
O gelince Bizans düşer, sur gelir
O var iken ne güzeldir bahaneler
O gelince hep şen olur, haneler.
Çölün kutlu yolcusu
Sabah rüzgarını
Peşinden sürüklüyerek
İlerliyordu.
Kum taneleriyle yayılan, hüzün
Hüznüne şahittir eshab-ı güzin
Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali
Peygamber bahçesinde dört güzel gülün.
Ehli Beyt ve eshab ki nurlu civanlar
Yoluna revandır daha nice canlar
Seni aşk ile seven
Onları anlar.
Dilimden dökülsün
Şiir olsun, mâin
Radıyallahü Teâlâ
Anhüm ecmain.
Çölün kutlu yolcusu öğlene vardı
Öyle ki vakite bir ses uyardı.
Bilal'in sesidir canlanır, makber
Mübarek ağzından, Allahü Ekber
Bilal'in sesiyle gönlü ferahlar
Ümmeti ezanla her dem rahatlar
Nübüvvet nurunu, seccade bekler,
Sevgili, secdeye secdeler ekler.
Rabbiyle konuşur, budur halveti
Secdeye kapanır,
Lutfunu bekler
Makbuldür duası, bütün dilekler.
O'dur, bize imam, cennet daveti
Davetine, müştak bütün ümmeti
Habibi, duyanlar yola koyulur
Azıktır muhabbeti onunla doyulur.
Çölün kutlu yolcusu ikindideydi
Bilal'in sesini dinlemekteydi
Hüzünle doluydu göğsü n'eylesin
Allah, hüzününü sevinç eylesin.
Mübarek başıdır secdede yine
Secdeler ediyor, ümmet o yöne
Duanın kabulü ânı kolluyor
Ümmeti, ümmeti, ümmeti diyor.
Çölün kutlu yolcusu akşama vardı
Bilal'in sesini her dem duyardı
Tekbir getirince döner, felekler
O'nunla bir getirir, cümle melekler.
Mübarek alnıyla secdeye vardı
Secdede gördüğü hakiki yârdı
O ânda silinir var ise keder
Sevgili, secdede dualar eder.
Çölün kutlu yolcusu, gönül mizânı
Yatsıda dinliyor, yine ezânı
Hakk'kın divânına namaza durdu,
Namaz, gözlerimin nûru diyordu.
Seccâde, alnından bir bûse alır
Ümmeti, peşinden secdeye varır
Mübarek yüzünde tebessüm, gülden
Anlatmaya hâcet kalmıyor, dilden.
Yâ! Rab eyle, bizi güzel ve iyi
Anınca görelim, şânlı Nebî'yi
Yeşilini sevdik, kır yoncasından
Habîbine dersek, gül goncasından.
Çölün kutlu yolcusu gül kokusunu
Peşinden getirerek ilerliyordu
Bir vakit, bu yerde ikâmet eder,
Uyuyup, nefsine sükûnet eder.
Hakikati sen duy, şeytan duyamaz
Gözleri uyur da kalbi uyumaz
Mübarek kalbinde, Allah ki yârdı
Aşkıyla dinlenip, sehere vardı.
Seher vaktinde de secdeyi özler,
Namaza uyandı, mübarek gözler
Tekbir getiriyor, Allah-ü Ekber
Sesini dinliyor, yerler ve gökler.
Secdede, nurların çırağı yandı
Hep Hakk'ka güvenip, Hakk'ka dayandı
Secdede, rabbinin lutfunu bekler,
O isterse makbuldür cümle dilekler.
Hakkı, hâkikatten girse tekkeye
Tekkeden yol bulup varsa Mekke'ye
Ayırmaz, Kabe'de sağcı, solcuyu
Medine'de görür, kutlu yolcuyu.
İsmail Hakkı Özer 2
Kayıt Tarihi : 9.4.2024 07:20:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!