Yarın 8 Mart. Dünya Emekçi Kadınları (bu şartlarda bir kutlama olamayacağına göre) hatırlama günüdür.
Özellikle yakın coğrafyalarda ve benzer kültüre ve dünya görüşüne sahip, geri bıraktırılmış “din kardeşi” toplumlarda birbirinden pek farklı olmadığını sandığım yerel gündemler eşliğinde ve adet olduğu üzere kadın-erkek hep beraber meydanlarda, sokaklarda, köşe yazılarında ve ekranlarda olacağız, gene kırmızı karanfiller dağıtacağız çevremize, öfkesi ve acısı dudak kenarından süzen saklı gülümsemelerle...
Nasıl kutlama olabilir ki…
Doğasının taşıdığı özellik, güzellik ve üretkenlikle tümü birer “emekçi” sayılabilecek kadınlara yönelik şiddetin, şiddet basamaklarını, arkasında sümüklü ve kanlı izler bırakarak şiddetle tırmandığı özellikle bu günlerde…, nasıl bir kutlama yapılabilir ki.
Tamamını Oku
Sevgili Çeştepe, fazla söze gerek duymadan en içten teşekkürlerimi bırakıyorum yüreğinize. Kaleminiz daim yazsın yürek bütünlüğünüzle...
Her akşam tv de,gazetelerin üçüncü sayfalarında kimimizinde gözlerinin önünde ceryan eden kadına yönelik şiddette dur diyebilmek için önce aile olmayı bilmek gerekiyor sanırım... Kadına en büyük zararın sevdiklerinden gelmesi ne acı bir durum, en çokda bu acıtıyordur canını....Öncelikle eğitimin aileden başladığına inanırsak düşünün şu zamanda hangi aile bu bilinçle çocuk yetiştiriyor?
Yeni nesile kaldı umudumuz inş onlar bu eğitimle büyüyüp bilinçli evlatlar yetiştirecek bu vatana...
Kadın nadide bir çiçek gibi salınacak topraklarımızda...
Emeğinize ve kaleminize sağlık sayın Çeştepe..
Saygılarımla +10 ant
Çok yerinde saptamalar vardı bu değerli kronikte.
Şair,içinde yaşadığı toplumun görüntüsünü olanca berraklığıyla yansıtır;daha derinlikli bir değerlendirmeye tabi tutar ve yargılarını ortaya koyarken nesnelden ıraklaşmaz;yazdıklarıyla objektiftir.
Değerli ÇEŞTEPE zamana tanıklık eden;olayların neden'lerini,niçin'lerini sosyal gerçekçilikten ayrılmaksızın çözümleyen bir Kalem'dir.
Yazılanlar bunun en inanılır kanıtıdır zaten.
Kutluyorum.
Kadına yönelik taciz,tecavüz,şiddet,öldürülme olaylarında son yıllarda büyük artış gözlenmektedir.İstatistiki verilere baktığımzda bu artış açıkça görülmektedir.
İstatistiki verilerde TÜİK verileri, hane halkı ve muhtarlık verilerine dayandığından dolayı isabetli göstergeler değildir.Örneğin boşanmayla sonuçlanan davaların bir bölümü muhtarlıktaki verilere yansımadığından dolayı TÜİK.sağlam verileri sunmamaktadır. En sağlam veriler Adalet Bakanlığı verileridir ki Adalet Bakanlığı’nın verilerine baktığımız zamansa daha isabetli ve korkunç sonuçları görmekteyiz. TÜİK verilerine göre 2008 yılında 99.663 aile dağılmış. Adalet Bakanlığı’na göre ise 2008 yılında 166.389 aile yok olmuş.Hemen hemen iki katı. İntihar istatistikleri ise gerçekten daha düşündürücü ve ürkütücü sonuçları ortaya koymaktadır. TÜİK verilerine göre son sekiz yılda tüm Türkiye’de intihar olayları % 52 artmış. Etnik, sınıfsal ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığının daha sert yaşandığı Güneydoğu’da intihar olayları % 88 artarak Türkiye intiharda artış rekorunu kırmıştır.
Bu gibi bir çok veri ortadayken milletin gözünün içine bakabaka kadına yönelik şiddet olaylarında düşme olmuştur söylemleri gerçekleri yansıtmayan sözlerden ibarettir.
Emek verilmiş gerçekleri yansıtan anlamlı çalışmaydı,Kalemin daim olsun,emeğine yüreğine sağlık,
saygılarımla
Düşündürücü, pekçok gerçeğe yönelik, iç acıtıcı durumlarımızdan yürek sızısı duyan bir münevverin yerinde tahlili olarak algıladığım bu fıkra-makaleden dolayı Cevat Bey'e teşekkürü, özellikle Atatürk ve Cumhuriyet evlâdı olmam hasebiyle, borç biliyorum.Gözlerinden öperek...Enver Özçağlayan
Özgürlük, tesettüre büründürülmüş haller ile ekranlarda ezberletilmiş söylemleri kazanılmış haklar gibi sıralamakla değil her alanda ve korkusuzca, gece-gündüz sosyal hayatın içinde yer almakla ancak mümkün olabilir.
/
Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye eski devirlerdeki gibi basit değildir. Bugünün anaları için gerekli vasıfları taşıyan evlat yetiştirmek, evlatlarını bugünkü hayat için faal bir uzuv haline koymak pek çok yüksek vasıflar taşımalarına bağlıdır. Onun için kadınlarımız, hattâ erkeklerimizden çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgili olmaya mecburdurlar; eğer hakikaten milletin anası olmak istiyorlarsa.
Mustafa Kemal Atatürk
/
Ben susuyorum sevgi saygı ve teşekkürlerimle.
Mücadele, ilerici aydınlık bir düşünce ışığında mücadele. Özellikle kadını yarı insan sayan islamın etkisine karşı durarak mücadele... Başka bir yol yok özgürlüğe giden...
emeği yok sayılan,çok çalışıp emeği sömürülen, namus için katledilen, susmaya mahkum edilen bu dünyanın kahrını, yükünü,cefasını çeken ezilen emekçi kadınların emeği,yüreği kişilikleri saygı duyulmadıkça bugünün bir anlamı yok sanırım.
yine insana emeğe saygı duyan güçlü kaleminizi,kocaman yüreğinizi kutlarım hocam..yaşama karşı herşeye rağmen direnen emekçi insanlara saygılar
Türk kadını gerçek özgürlüğünü, kimilerinin bugün lanetleyerek değiştirmeye çalıştıkları Cumhuriyet ilke ve devrimlerini inançla ve korkmadan sonuna kadar savunmakla kazanabilir. Çünkü özgürlük ancak aydınlıkta kendini gösterir ve bir işe yarar. Karanlıklarda ise herkes özgürdür ya da özgür olduğunu sanabilir.
Yüreğiniz dert görmesin Cevat Bey.
Her bir satırınıza içtenlikle katılıyorum.
Teşekkürler ediyorum.
Tam puanım panonuzda.
Sevgi ve saygılarımla....
Emeğine sağlık kardeşim Selamlar
MEHMET KINDAP
Bu şiir ile ilgili 82 tane yorum bulunmakta