Yarın 8 Mart. Dünya Emekçi Kadınları (bu şartlarda bir kutlama olamayacağına göre) hatırlama günüdür.
Özellikle yakın coğrafyalarda ve benzer kültüre ve dünya görüşüne sahip, geri bıraktırılmış “din kardeşi” toplumlarda birbirinden pek farklı olmadığını sandığım yerel gündemler eşliğinde ve adet olduğu üzere kadın-erkek hep beraber meydanlarda, sokaklarda, köşe yazılarında ve ekranlarda olacağız, gene kırmızı karanfiller dağıtacağız çevremize, öfkesi ve acısı dudak kenarından süzen saklı gülümsemelerle...
Nasıl kutlama olabilir ki…
Doğasının taşıdığı özellik, güzellik ve üretkenlikle tümü birer “emekçi” sayılabilecek kadınlara yönelik şiddetin, şiddet basamaklarını, arkasında sümüklü ve kanlı izler bırakarak şiddetle tırmandığı özellikle bu günlerde…, nasıl bir kutlama yapılabilir ki.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Türk kadını gerçek özgürlüğünü, kimilerinin bugün lanetleyerek değiştirmeye çalıştıkları Cumhuriyet ilke ve devrimlerini inançla ve korkmadan sonuna kadar savunmakla kazanabilir. Çünkü özgürlük ancak aydınlıkta kendini gösterir ve bir işe yarar. Karanlıklarda ise herkes özgürdür ya da özgür olduğunu sanabilir.
tamamen katiliyorum....cok dusundurucu bir yaziydi ustad.....son zamanlar ulkem ve ulkem insani...hep dusunduruyor zaten....ve korkuyorum gelecekten......selamlar
Kutlama aydınlıkta yapılır - 8 Mart özel
Aydınlık mı kaldı kytlama yapabileceğimiz üstat.Son kalan idare lambalarını da södürmeye çalışıyorlar birer birer...Katılıyorum tüm saptamalara. Ama katılmak yetmiyor biliyorum. Bir şeyler yapmak gerek. Ama nasıl?...
Çöplerden cesedi toplanır, emeği sömürülürken- sevdikleri yasasız zulüm görürken- goncasını tuzaklı toprağa verirken....
Kutlamak neyi.? Emeksiz olanı var mı ki?!..
Duyarlı yüreğinize sağlık
Nasıl kutlama olabilir ki…
Doğasının taşıdığı özellik, güzellik ve üretkenlikle tümü birer “emekçi” sayılabilecek kadınlara yönelik şiddetin, şiddet basamaklarını, arkasında sümüklü ve kanlı izler bırakarak şiddetle tırmandığı özellikle bu günlerde…, nasıl bir kutlama yapılabilir ki.
eh be hocam kadın aklı kısa sırtından sopa karnın bebe hani üç üç illede üç tutturan zihniyetin yaftasında kadını şiddeti malum hak bilen 14 yaşında kıza tecavüzü aynı günde 8 mart 2011 de salıveren zihniyetin daldasında soluklanan ortaçağ melulluğunu geride bırakıp kendilerine özel örümcek demek haksızlık yozlaşmanın tarikatların ucubeliğinden öte sanatı ve sanatçıyı kendi çerçevesinde özgür sanan bu aymazlık ve doymazlık kadının adı var sadece demek usuldendir.çok güzel teşekkürler.
Üstadın farkı diyorum. aydınlık yüreğinize sağlıklar diliyorum.
Üstadın farkı diyorum. aydınlık yüreğinize sağlıklar diliyorum.
Üstadın farkı diyorum. aydınlık yüreğinize sağlıklar diliyorum.
iktidar hırsı feodal anlayıştan kendini kurtarmadığı sürece ki bu noktada erkeklerimize büyük ödevler düşüyor, bizler ne yazık ki kişisel ve münferit olaylardan öte, toplumsal yıkımlara da tanık olmaya devam deceğiz..
belki de şu cümle yeterlidir doğru anlaşılmamıza dair ;
Bir kadın olarak ülkem yok. Bir kadın olarak hiçbir ülke istemiyorum. Bir kadın olarak ülkem tüm dünyadır.
Virginia Woolf
'Çünkü özgürlük ancak aydınlıkta kendini gösterir ve bir işe yarar. Karanlıklarda ise herkes özgürdür ya da özgür olduğunu sanabilir.'
çok teşekkürler üstadım, kutluyorum içtenlikle..
çok anlamlı ve gerçekçi bir kutlama samimi ve sımsıcak bir final...sevgi ve saygılarımla teşk...
melek ayaz
Darağacına asılmış sallanıyor kadına dair düşünceler; boynundaki ipi kesip kadını kurtarmak yerine, ayağından çekip çabucak ölmesini istiyor, düşleri ve insanlıkları dumura uğramış zatlar...Böylesi gözü kara insanlar varken ve kadını (eşini, anasını, bacısını) hiçe sayıp öfke ve kan kusarken eli sopalı kişiler; günü kutlasanınız ne olur, kutlamasanız ne olur? Meçhule giden bir düzendeyken insan...Tebrik ediyorum değerli düşünceleriniz için sizi...Teşekkürler...
Bu şiir ile ilgili 82 tane yorum bulunmakta