Yarın 8 Mart. Dünya Emekçi Kadınları (bu şartlarda bir kutlama olamayacağına göre) hatırlama günüdür.
Özellikle yakın coğrafyalarda ve benzer kültüre ve dünya görüşüne sahip, geri bıraktırılmış “din kardeşi” toplumlarda birbirinden pek farklı olmadığını sandığım yerel gündemler eşliğinde ve adet olduğu üzere kadın-erkek hep beraber meydanlarda, sokaklarda, köşe yazılarında ve ekranlarda olacağız, gene kırmızı karanfiller dağıtacağız çevremize, öfkesi ve acısı dudak kenarından süzen saklı gülümsemelerle...
Nasıl kutlama olabilir ki…
Doğasının taşıdığı özellik, güzellik ve üretkenlikle tümü birer “emekçi” sayılabilecek kadınlara yönelik şiddetin, şiddet basamaklarını, arkasında sümüklü ve kanlı izler bırakarak şiddetle tırmandığı özellikle bu günlerde…, nasıl bir kutlama yapılabilir ki.
Sen ona hiç bakmadan geçmişsen oracıktan
Leylek dansa durmuş da bacanın tepesinde
O baharlım laklakını durup dinlememişsen
Şakır şakır bir tren bir gece köprüsünden
Islıkla dalmamışsan gurbet türkülerine