…. bir güvercin geldi kondu, tam önüne gözlerimin
gagasında bir şey yok ama, kanatlarına kokusu sinmişti zeytinlerin…
yelkovanını kaybetmiş bir akrebi, ağlarken hiç izlediniz mi siz
ortasına bomba düşmüş bir şehre yolunuz düşmediyse, nereden bileceksiniz
kan tadında gözyaşları içmekten, sarhoşluğa durulunca zaman
kadranı parçalanmış bir sevda masalından, akrebi terk edip gitmiştir yelkovan
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
tebrikler okudukca şiirin derinliklerine kayıyor insan tekrar baştan alıp okuyor duygulu derin anlatım şiirmi çoksa yaşam penceresinde görüntülermi harika ustaca anlatım tam puan
tebrikler okudukca şiirin derinliklerine kayıyor insan tekrar baştan alıp okuyor duygulu derin anlatım şiirmi çoksa yaşam penceresinde görüntülermi harika ustaca anlatım tam puan
muhteşemsiniz her zamanki gibi.her satırı için sayfalar dolusu yorum yapılabilir.
İnsana dair tüm duyguların anlatımı var şiirde, üstelik her duygu aynı zarafetle nakış nakış işlenmiş dizelere…
Bu demektir ki şiiri her okuyan bu duyguların en az birinde bulacaktır kendini hem de en anlaşılır şekilde, aynı zamanda şiir okumanın keyfiyle fondaki müziğin uyumu ve etkisiyle…
Bunları bir arada başarmak zordur ama siz bunu her zaman başarıyorsunuz Sayın Cevat Çeştepe.
Kutluyorum size ve emeğinize saygılarımla
Kuşlarla beraber
…. bir güvercin geldi kondu, tam önüne gözlerimin
gagasında bir şey yok ama, kanatlarına kokusu sinmişti zeytinlerin…
yelkovanını kaybetmiş bir akrebi, ağlarken hiç izlediniz mi siz
ortasına bomba düşmüş bir şehre yolunuz düşmediyse, nereden bileceksiniz
kan tadında gözyaşları içmekten, sarhoşluğa durulunca zaman
kadranı parçalanmış bir sevda masalından, akrebi terk edip gitmiştir yelkovan
ve sen güvercin, nerden gelip de önüne konuverdin gözlerimin
başka kimliğindeyken ben, ortasına bomba düşmüş İstanbul’a benzer bu şehrin
işte bak ne senin karnın doyuyor ne de yaşam gülümsüyor bana
şimdi barış dalını da bulamayız ki, gelirken düşürmediysen bir çocuğun başına
-ne dersin, çok şükür yaşıyoruz mu diyelim şimdi bu duruma……
/güvercinlere yem atan kadın buralarda olacaktı,
çiçekçilerin yanında gördün mü/
*
…. bir martı düşüyor denize, havalanıp omuz başımdan
küstüğü belli son iskeleye, yoldaşlık yapacağı vapurla kaçtığından….
elindeki sahipsiz beyaz tüy ile, denize şiir yazan kimsesiz çocuk
bilsen koşar mıydın gene simit peşinde, yarınına aç iken umut dolu bir yolculuk
oysa isimsiz bütün vapurlar senindi, görünenlerse yoldaşı martıların
onlar iskelelerle beraber kaybolurken, seni yaya bırakanlar hiç tanımadıkların
ama böyledir canımın içi, yaşam kamerasına aç karnına poz vermek
tutkuyu ölmekle aynı satıra yazıp, sonrasının olmayacak dualarına amin demek
yapacak bir şey kalmamış, şimdi beraber dalın ve gözden kaybolun
yazılabileceğiniz en derin sularına, faili meçhul dünler dosyasına, İstanbul’un
-bu kaldırım ve denizlere ben söyleyemem, sen anlat ne olursun……
/çatlamış bardakta buz gibi olmuş bu çay artık içilmez,
zaten bu sabah ellerimiz de soğuk/
*
…. bir turna uçuyor rüzgar gibi, başımın üzeri, gökyüzünden
adresi yitmiş bir sevgiliye doğru kanatsız, gideceği yönü bilemeden….
ağaç kurtlarından mı gelir bu sesler, isimlerden mi gövdeye yazılı
bugün bir tuhaf sığındığım çınarın gölgesi, sanki kalk git diyormuş gibi dalları
ne kadar kabuk bağlarsa o kadar taze kanarken, üstüne yazılı harfler
yaşama ve sevdaya tutukluluk halinde, kolay olmuyor git deyince kalkıp gitmeler
şimdi bir turna uçuyor rüzgar gibi, başımın üzerinden, gökyüzünden
adresi yitmiş bir sevgiliye doğru kanatsız ve ibresiz, nereye gideceğini bilemeden
en budaksız tarafına umursamaz veriyorum sırtımı, sığınıp cesaretime
turnalara emanet türküler adına, sevdayı yeniden soluyarak alıyorum sazı elime
- pusumdaki korkular ağzımdan kaçmadı değil mi, elini bastır yüreğime….
/dinleyelim ilk yelini sabahın, bir güvercin, martı, turna gibi,
dayayıp sırtımızı duvara, ayaklarımızı uzatalım /
Cevat Çeştepe
GÜVERCİN....MARTI....TURNA....VE MÜZİK....
VE MAESTRO....
KUŞLARLA BERABER DUYGULARIN SAĞNAĞI...
YÜREĞİNİZE EMEĞİNİZE SAĞLIK...SAYGIMLA...
Güvercinler,martılar,turnalar,ağaç kurtları,vapurlar,deniz,
doğayla içiçe işlenmiş şiir,
sevgiyi ve barışı anlatan güzel dizeler,
emeğine yüreğine sağlık,tebrikler.
…. bir güvercin geldi kondu, tam önüne gözlerimin
gagasında bir şey yok ama, kanatlarına kokusu sinmişti zeytinlerin…
yelkovanını kaybetmiş bir akrebi, ağlarken hiç izlediniz mi siz
Şizin şiirlerinizin ,yazılarınızın yorumlanıp yazılması okadar çok ustalık istiyorki.Bu gün Karşıyaka'dan Alsanca'ğa giderken martılara simit attım. Deniz muhteşemdi ,tabii martılarda cıvıl cıvıl kendilerine yoldaşlık eden vapurlarla birlikte. Şimdi sayfanıza girip şiirinizide okuyunca onların bizlere yaşattığı dostluğu ve sevgiyi bir daha yaşadım.
Kutlarım. Tam puan +Ant
****yaşama ve sevdaya tutukluluk halinde, kolay olmuyor git deyince kalkıp gitmeler
şimdi bir turna uçuyor rüzgar gibi, başımın üzerinden, gökyüzünden
adresi yitmiş bir sevgiliye doğru kanatsız ve ibresiz, nereye gideceğini bilemeden****
yine dolu dolu/sağnak sağnak/çağıl çağıl/gümbür gümbür...taşmış bendini aşmış...müzik taaa içinden içinden çıkıyor kelimelerin...HARİKASINIZ..
tampuan..+...antj...tşk.ler...
Sayın Çeştepe,
Şiir yaşam dersi olmuş adeta...Öyle bütün, molodik ve kendisini tekrar tekrar okutuyor şiir... Yüreğinize sağlık... Saygılar
Artık delikanlılık günleri gerilerde kaldı; anılar yaptıklarımız ve yapamadıklarımızla bizi anlatıyor. Yaşam; ah dolu dolu yaşadığımızı sandığımız saatler, artık bizi yoruyur. Şimdi kuşların seranatında seyretmeli, sadece seyretmeli ayine-i devrandan gelip geçenleri. Oysaki yaşamın bu son saatleri ne kadar zevkli!.. Kralın soytarıları son danslarında bile üç kağıt peşinde!.. Sırtınızı duvara yaslayınız lütfen; lütfen uzatınız ayaklarınızı. Kutluyorum. Tam puan+antj.
Bu şiir ile ilgili 105 tane yorum bulunmakta