Ne çok ayrıyız sevdiklerimizden
Ne çok acılar çekiyoruz, gündüz ortası vakitlerde.
Oysa gece düşmeliydi aklımıza, sevdik dediklerimiz
En çok gece kanamalıydı, kanmalydı sevda yalanlarımıza.
Kalan biz isek, gidenler kim?
Sevilmediysek, sevenler kim?
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
"Sevda", yeni dilde adına "Melankoli" denilen çok tehlikeli bir akıl ve ruh hastalığının eski dildeki adıdır ki, daha ziyade "Kara sevda" diye isimlendirilir.
"Aşk", "Işk" kökünden türetilen bir kelime olup, manası da canlı ağaçlara sarılarak onların özsularını emip, ölümlerine vesile olan sarmaşık demektir.
Hayırlı, meşru, fıtri, makul ve baki muhabbetler dilerim.
Seven yüreğin kendi halindeki buruk yalnızlığını ister istemez okura da yansıtıyorsunuz. Değerli paylaşımınızı ve kaleminizi kutluyorum.10 + ANT. Saygı ve sevgi ile kalın.
Hikmet YURDAER
Bir gül bıraktım tüm dostların gönül penceresine.
Teşekkü ediyorum hepinize
Saygılar
Ne diyebilirimki harkulade...Tebrik ederim...Yüreğnize kaleminize sağlık...
Yüreğine sağlık tebrik ederim
Gün'e adını yazdıran yetkin şiirinden dolayı Sayın GENÇ'i kutluyorum.
Nice başarılara...
Sayın Seçici Kurul'a teşekkürler.
Erdemle.
Ellerimle teslim ettiğim kalbimin anahtarını
Kullanmadan atacağını düşünemedim....harika bir şiir bugünü haketmiş....tam puan. antolojime aldım:):):)
Yine döktürmüş şaire :) Tbrkler..
AŞKA GELİNLİK Mİ, KEFEN Mİ?
Hayatın iki yönü var
Biraz gerçek, biraz fani
Birazı da yalan dolan
Gelinlik aşkın kefeni… H.Ç.
*
Okuyunca şöyle bir iç geçirdim. Gerçekten de insanın yaşayabileceği her türlü güzellik ve olumsuzluk örneği, yaşananlar ve içtenlikle dile getirilenler.
Hiçbir zaman başkası olmadan, başkasına dönüşmeden ve başkasına ram olmadan…
Kendi olabilenlere sonsuz saygılar.
*
Vakit yok, sevda yaralarının kanamalarına.
Zamanın kirli gömleklerini sırtında taşıyan çocukluğun, şimdi de sevdanın kefene dönüşen gelinliğini taşımaya aşına olmuş. İstemiş işte. Aşkı aşktan çok istemiş. Sevmek yerine “aşka âşık olmayı” daha çok istemiş.
Bu duyguya bir türlü anlam veremedim, kendi adıma.
“Aşka âşık olmak”
Seversen aşk olur. Sevgini sanki bir kademe üstü gibi geliyor bana aşk…
Sevmeyi bilmeden, gönül heyecanlarını, gönül titreşimlerini, gönül çarpmalarını yaşamayan yürekte sevda çiçekleri açar mı?
Dikeni olmayan güllerden, gönül yarası kanamaları, aşkın cûşa geleni, sevdanın çağlayanı olur mu?
Anahtarı teslim edilen gönül kapısından zahmetsizce içeri girenin girişi misafirlikten öte gider mi?
Dikene düşmeyen bülbülün sevdası, aşka yanmayan gönül telinin inlemesi, içi kızgın demirle mil çekilmeyen ney’in yanık yanık feryadı hiç mümkün olur mu?
Aşkı koklamadan aşkı hissetmek, aşka yanmadan ateşi hissetmek, aşkı yaşamadan hayatı hissetmek, aşka dokunmadan insanı ve yüreğini hissetmek mümkün mü?
Olacaksa acılar aşktan olmalı.
Çekilecekse çileler aşktan olmalı.
Yaşanacaksa ayrılıklar, hasretler aşktan olmalı.
Bütün özlemler, arzular ve dilenenler aşka adına aşktan olmalı.
Mademki aşk iki nesne, iki varlık, iki yürek arasında karşılıklı yaşanan en kutsal, en güzel, en hassa bir duygudur; kadir kıymet bilmezlerle yaşanabilir mi bu içtenlik?
Aşkın vakti yok, aşkın gecesi gündüzü yok…
Her anında yakar insanı, her anında doldurur ruhunu…
Aşkın gecesi gündüzü yok, her anında demlenir keyfince, dilediğince aşk duygusu…
Kederi, hüznü, çilesi, gussası; feryadı, figanı, acısı yürek düşen hissesi…
Ya olduğu gibi yaşanır, en tatlı belasından;
Ya olduğu kadarıyla en arzulu sabasından…
Diz kapakların hâlâ sıyrık, alın yazısı dikiş tutmuyorsa çocukluğundan beri, unutmalısın kıymetini bilemediğin ve delik cebine koyup düşürdüğün o güzelim bilyeleri…
Farz et ki, senin aşkındı çocukluk bilyelerin…
Düşün!
Sökük cepte bilye durur mu?
“Eski libas gibi âşıkın gönlü
Söküldükten sonra dikilmez imiş”
Diyorsa bir halk ozanımız, sevdanın galibi mağlubu kim olur, ey yaralı gönül?
Bu bir savaş mı ki, zafer kazananı, kaybedeni olsun?
Bu bir çekişmem mi ki, sevdanın mağruru, MAĞDURU olsun?
*
Sizden cümleler:
“Üzülme yüreğim, sakın ıssızlaşma.
Ufkun kızıllığındadır keder.
Birazdan güneş batacak ve bitecek hüznün.
Geceyi düşün.
O muhteşem yalnızlığı...
Seni en iyi karanlıklar anlar
Ve yine gölgeler basar bağrına.
Üşüme yüreğim, sakın titreme.
Sıcaklık sadece bir elin şefkatli dokunuşunda değil
Tüm ışıklar söndüğünde ve kapandığında gözler,
Seni senden daha iyi anlayan yalnızlığın sarar.
Unutma!
Acılarını ve gözyaşlarını en çok gece kucaklar.”
*
İş yine günün tepeden yakan vaktine değil, geceni karanlık kollarına düşüyor, değil mi?
***
Birinci bölümde aşk mağduriyeti
İkinci bölümde aşka teslimiyet…
Duygular gayet güzel anlatılmış.
Anlamaya, düşünmeye ve hissederek yazmaya devam edersek sanırım sayfalar gerekecek.
Daha ikinci kısma ancak giriş yaptık sayılır. Ölmek ve öldürmek…
Yaşamak ve ölmek…
Aşka gelinlik giydirmek, aşka kefen giydirmek gibi…
*
Tebrik ve takdirlerimle değerli Emine Genç Hanım.
Sevgi ve saygıyla DİL-RUBA (gönül alan, gönül fetheden, gönül yakan) Hanımefendi…
Gerçek sevgi dostlar başına…
*
“En iyisi bırakın düştüğüm yerde kalayım. Yüksekten düşmek daha çok acıtıyor” …D.Emine Genç
*
Sağlıcakla efendim.
Hikmet Çiftçi
18 Mayıs 2013
“GEREK DOSTLAR BİRLİĞİ”
Şimdi evvela şaire hanım 'Merhametsiz aşklara teslim etme kaderimizi' demiş, efendim zaten merhamet yoksa aşk aşk olmaz, yani tabiri diğer ile aşk merhametsiz olmaz. saniyen 'Savaş ise aşkın diğer adı' bu cümleyede katılmıyorum savaş ile aşkı yan yana koymamak lazım diye düşünüyorum. Ha birde 'anltlaşamadık' sanırım burda da bir klavye hatası var. Onlar haricinde güzel bir şiirdi tebrikler
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta