Kuşbaşı Şiiri - Nil Alaz

«Ne zinde em ez hicr-i tu ey şûh ne mürde
Feryâd ez în nev vücûdî-i adem âlûd» (Yavuz Sultan Selim)

(Hasretinden ne diriyim ey şuh, ne de ölü;
Bu yokluk dolu yeni var oluştan feryâd! ...)

Zor
Çok zor sevdiğim
Olmaz ki böylesi
Özlemlerin bekçisiyiz
Uzaklardasın pek uzaklarda
Bildiğim bereketli asma dalın yaprağın
Bi tanesinde yüklü cümlen
Senin üzümlerin gibisi yok
-Şarabî kızıl hava -
Bu topraklarda zamandizin balıksırtı
Ve başımda hiç düşmeyen 43.5 derece ateş
Ayakucundan başlar yangınlar
Bi titreyiş bi ürperti bin ah
Ve demleniyor sayısız çeşit sızı
Kırk yamalı harar
Yırtıldı yırtılıyor

Zor
Çok zor a gözyuvası
Bil ki bir saçak altında
Bil ki bir ranza altında yatmaktayım
Bil ki içime dokunuyor
Demir parmaklıklar arasında
Mavi gökyüzü hayalinle
Üşütüyor soğuk sular
Kuşbaşı yürekli dokunuşlar
Kuşbaşı et parçalarım dökülüyor

Zor
Çok zor sensizliğim
Olmaz ki böylesi
Kulaklarımda yankısı
-Çav bela.. Çav bela
Off… Off
Soluksuz takipteler
Beni arıyorlar
Bense rüyalarımın peşindeyim…
Engin
Kale markası
Aklımdan çıkmıyorsun
Kapılarını pencerelerini aç
Yollarında
Düşüp kalkmaktan
Dizlerim kanıyor

Zor
Çok zor sevdiğim
İki yaka arasında
Nil sıcakkanlı akmakta
Tutya çiçeğim tutya
Arzular edalı kıvrak
Arzular olsa da tutsak
Arzular olsa da ağırca yaralı
Bilinsin bu meydanda
Sus pusluk yasak

Zor
Çok zor sevdiğim
Böylesi sevmek
EY gidi RUHUM
Bazen rüzgâr gibi
Bazen yavaşçacık
Beşikte sallanıyor…
Kayıplık bizim için;
Bi kerecik ellerin elime değmezse
Tenimde öpüşlerinin izi kalmazsa
Gözlerim açık gider

Zor
Çok zor sevdiğim
Zamanla yarış ederken
Ayaklarının üstünde yaşamak
-Biz kendimizi bildiğimizden beri
Hiç kolay ekmek yemedik-
Bu yeşil yaprakta
Bir şerefli başkaldırma -
Muradımız apaçık
Haykıralım
Haykırabildiğimiz kadar
AZADE Mİ KUNEM

Hadi gel!
Dikenli tellerin üstünden
Basıp da geçip gidelim

Sen canımdan can arı
Yekdiğeri VATANIM
Seni seviyorum…
Bi özleminden var oluşum…

- Şairler yalancı değil
Şiirler yalan hiç değil-