çıkarıp gönül kafesimden ani bir kararla avucumda usulca
hafifliğinde tüylerinin okşayıp severek yürek çırpıntısında
mini minnacık pembe gagasını dayayıp burnuma soluksuz
gözlerinin içine bakarak birikmiş hüzünlerimle gözlerim yaşsız
gidişlere koyverdim özgürlüğünde tek söz etmeden dönüşsüz
terk etmedi beni sen kadar hiç birşey ömrümce yalvarışsız
uzattığım avuçlarımdan fışkıran kan mı tuttu yoksa izlerken beni
az önce sevmiştim ebruli yaprağından öperek menekşelerimi
haydi git artık ardına bile bakmadan unutmadan gözlerimi
hafif esen bir rüzgar nasıl dağıttı saçlarımın her telini
bu ürperiş nedenlerinde gizli kimbilir ki neler ekli
avuçlarımdaki kanda kaldı güz güllerinin diken izi
burnumda ıtırımın sardunyamın kokusu gibi sılamın
varsın olmasın gittiğin meçhulden geriye bir selamın
dinlerim sesini nasılsa andıkça geçerken değdiğin taşın toprağın
ekip cemreleri yüreğime mevsiminde filiz vermesini beklerim
dindirmeden kanını kanamasını duaya açılan avuç içlerimin
gün nasıl soluyorsa al/kızılda gün doğumlarını öyle izlerim
tuttuğum her kaleme yazdırıp sayfalarca bıkıp usanmadan
öpmeyen vedasız dudaklarımda tutturduğum bir türkü makamından
dilimde yapışkanı içinde imzasız mektubun adressiz zarfının
damgasız bir pul üzerinde masmavi boyalı son resim yaptığım
bahçemde takılı dallarına renkli çaputlar gibi olacak astığım
sen gibi hepsi de boş ve beklenmeyen dilemediklerim batıllarım
bilirim hislerimce her birinin nasıl da hasretle yandığını
kavrulup kuruyup susuz kaldıkça ufalanıp gazeller gibi
sineme kavuşmaya özlemle düştükleri toprakta beni andığını
bitti hüzünler geçti o günler bu o eski ben değilim artık
bıraktım yaşlarımı sakladığım yastıklarla kavgayı canıma yazık
rüzgar bilinmezden esiyor bu elde kumsalımda denizden gelen ıslık
yükleyip kuş kanadına eştiğim topraktan dökülmüş tohumlarını
ne kaldıysa gerisinde dibinde tortu niyetine yüreğin artıklarını
koyverdim gitmelere umutlardan uzaklara bilinmezliğe iç acılarımı
sustu tüm sesler
eser yok çığlık çığlığa haykırışlarından gönl'ün
dindi duruldu bak kan
toprak bastığım ellerimde artık lekesiz günlüğüm
acı anılar cehenneminde şimdi bütün hüzünler
hoş geldin özgürlüğüm...
*kiraz çiçeği*
Gönül Ersin
Kayıt Tarihi : 30.3.2009 06:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gönül Ersin](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/03/30/kus-gibi-7.jpg)
''toprak bastığım ellerimde artık lekesiz günlüğüm
acı anılar cehenneminde şimdi bütün hüzünler
hoş geldin özgürlüğüm''
sonsuz özgürlükler
saygılar
yeterki sen göndermeye karar ver...]
Çok güzel dizeler,harika bir eser,yüreğinize sağlık,beğeni ile okudum.Saygılar sunuyorum.
TÜM YORUMLAR (18)