Kurumuş Ağaçlar Ormanı

Şerif Fatih Akkağıt
12

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Kurumuş Ağaçlar Ormanı

*Mutsuzluktan söz etmeliyiz
Sadece mutsuzluktan
Siz mükemmel mutsuzluğunuzdan
geyikli geceye gidersiniz
Biz kurumuş ağaçlar ormanına…

Benim göğümün kolonları buradadır
Bir kadının bacaklarıyla ezdiği
Göklerin Melekûtu’ nu arayan
Su sınavından geçmeden
Ateş sınavından geçmeden
Hangi sırra ereceğini bilmeden
Durup durup kaybolanların ormanı…

Kimi gelmez gelir dönüşür devcileyin böceğe,
Kandan kanatlarıyla bir kuş
Kederden gagası mızrak gibi
Bir Zerdüşt’ün bıyıklarıyla kuruttuğu ağacı
Kemirir durur şüpheyle.
Kekemedir bülbüller, çirkin ve katil
Feryatlarıyla mehtabı karanlığa gömen

Mor sürüleri karanlıkla otlattık,
İhaneti nane gibi çıkardık yeryüzüne,
Abanozdan bir asayla
Topladık bütün nehirleri
Ve kurumuş ağaçlar ormanında
Yeraltına batırdık.

Dokuz gövdeli bir bin ejderha,
Nefesi zehirli, sonsuz başlı
Yakıldı ve gömüldü sarp kayalıklara
Döndü dişi geyikler yurduna
Ayaklarında ince bir yağmur gözlerinde balta
Parçalayıp kalabalıkları pay etti hepimize
Ve bir kurumuş ağaç yeşerdi boynuzlarından.

Gözlerimiz, deniz yoksulu
Boğuldu gölgesinde dağların
Kurumuş bir ağaç çağırdı taştan denizlerini
Mutsuzluğun ve yıkadı gözlerimizi
Akıp gitti mutluluk gözlerimizden
Bize kurumuş sevgilerin izleri kaldı.

Toprak acıya doygun
Kayalar kalbimize çivili
Umutlar sarhoş beklemekten
Ve bu orman her yerde bizimledir
İşte bu yüzden veda ettik kadınlara
Yıldırımlar kavurdu ayrılıklarla bizi

Ayrılık öncesi bir vakitte
Kuşandık ellerimizle korkuları.
Karanlığın kırmızı ortasında
Unutmaktan yoksun bırakıldık.
Düşman görülen her kimseyi alıp yanıma
Bir rüyaya girer gibi kapayıp gözlerimi
Kimsesiz çığlıklarla kurudum

Nedir karıncaları incitmemenin bedeli?
Kurumuş ağaçlar ormanı
Kurumuş ağaçlar ormanı
Kurumuş ağaçlar ormanı

(*Turgut Uyar)

Şerif Fatih Akkağıt
Kayıt Tarihi : 27.12.2013 11:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Şerif Fatih Akkağıt