Doğaya yönelimle olan beslenme, savunma, güvende olma, barınma gibi herkesle olan tekil kişi davranışları, bileşik davranışlı süreçlerin kolektif alanı içinde işgücüne, iş paylaşımına dönüşen enerji tipi olurlar.
Herkesle olup ta dönüşen eylemli yönelimli enerji tipi şimdiki deyimle herkesin zorunlu bir işle ve zorunlu bir iş gücüyle bileşimli alana katılmasıyla, şimdiki yapay işsizlik o günkü inşa olan sistemin bilmediği olgudur.
Temel durum karşılanmalı hayati olgular, doğaya yönelim olmakla herkesle ve herkeste zorunlu olan sağlayıcı davranışlar; kolektif alanın işgücü ve iş bölüşümü paylaşımına dönüşmekle alanın düzenli bir enerji formudurlar. Böylece bu enerji formu içinde kolektif alan sıralı, çevrimli, özyinelemeli işiyle; sağlatma yapmaya ya hep ya hiç diyen bir anlayışa bürünür.
En temel ikinci bir depo enerji dışta bileşen alanların atmosfer sinerjisinden doğan tahrik ya da işlerge kuvvetidir. İşte bileşim alanı bunu ortaya koyar. Ortaya konan ve tahrik kuvveti olan "bileşimin alan etkili depo enerjisi" kirşlerin ihtiyaçlar sıralamasına yöneliktir.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta