Gurbet ellerde yıkılıp kaldım
Kalkamıyorum bir türlü usta
Aşk dergahına destursuz daldım
Çıkamıyorum bir türlü usta
Başımda sevda kuşları öter
Trabzon akşamları oluyor bir başka
Gelde gör hemşerim nasılmış şu Trabzon
Görünmeye değer ilçelerin nasılmış Maçka
Gelde gör hemşerim nasılmış şu Trabzon
Sürmene Araklı deyip geçemezsin
Kışlamızın önünde kara duman
Gitmiyor canına kurban olduğum
Sen yoksun diye burada zaman
Bitmiyor canına kurban olduğum
Komutanda acımaz hiçbir eri
Ben sınırda düşmanla savaşan erim
Eğer benim kim olduğumu sorarsan
Çilekeş olan sevda diyarı yerim
Eğer benim kim olduğumu sorarsan
Gül dalına konan yaralı bülbülüm
Aşk kaçtır diye sordum dediler üç
Bu üç aşkı bilir misin Hürriyet
Dediler aşk evine girmesi güç
Güç olanı bilir misin Hürriyet
İlki er kiş’için herkesi aşar
Mesken eylemişim gurbet illere
Nazlı yârimin yüzünden yüzünden
Rüsvan, reva olup düştüm dillere
Nazlı yârimin yüzünden yüzünden
Küsülü kalmışım nazlı güllere
Saat üçü iki dakika geçe
Yaktı bizi Marmara depremi
Uyurken yatağımızda dun gece
Yaktı bizi Marmara depremi
Kimisi öksüz kimi yetim kaldı
Serdin müşteriyi göbek taşına
Hiçte bakmadın gözünün yaşına
Aldın keseni vurdun ta başına
Başa kesemi vurulur keseci
Kese yapım derken kırdın kol bacak
Gidiyorum arkamdan ağlama
Artık oyna sevin Gül nazlı Can
Sakın ha gizli, gizli dağlama
Artık oyna sevin Gül nazlı Can
Sende gelmek istersin biliyom
Bunca yıldır gezdim gurbet elleri
Göremedim senin gibi güzeli
Aştım nice karlı buzlu belleri
Göremedim senin gibi güzeli
Diyardan diyara kıratla koştum



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!