Neçe ki habersiz, gündüz geceden,
Mecnûnî hâldeyim, sayki, çöldeyim,
Kalemim ahımı, döker heceden;
Döş’e dert getiren, ince yoldayım!
Dağlardı, isyânda, kadem vurduğum,
Dağlardı, zâlime, karşı durduğum,
Dağlardı, yıkılmaz, ardım gördüğüm;
Âr eyledim sustum.. dilim lâldayım!
Niyedir bu kullar, çeşit çeşittir?
Kimi müzevirdir, kimi çaşıttır!
Kâhpelik, dünyayla yaşça eşittir!
Deryada küreksiz, çürük saldayım!
Yadırgamasam da, zor geliyor zor,
Eşref-i mahlûkât, bu kadar mı hor?
İstediğin kadar, güzel dünya kur;
Ân da savurupta, yıkan seldeyim!
Baktım ellerime, beş parmak boy boy,
Dedim terâziye bunlarıda koy!
Elbet insanda da, aynen böyle huy;
Halbuki serinim, dosta duldayım!
Sen, pervâne ol yan, bilmeyen bilmez,
Zevk alır yanmandan, üstüne almaz,
Zûlüm türlü türlü aklına gelmez;
Ozan İlo’m yeter, sükût kaldayım!
19.01.2008/05.10
LDAYI
Kayıt Tarihi : 7.2.2008 18:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
SİZE KATILMAMAK MÜMKÜN DEĞİL ...HELE Kİ BU SÖZ .. NE KADAR DA DOĞRU YAZMIŞSINIZ. İNSANLAR NE KADAR DA KAHPE OLABİLİYOR .DEĞİL Mİ....TAM PUANLA KUTLUYORUM SİZİ
Mecnûnî hâldeyim, sayki, çöldeyim,
Kalemim ahımı, döker heceden;
Döş’e dert getiren, ince yoldayım!
O ince yol ki derdi getiriken merhemi de yanındadır ...
TEBRİKLER...
TÜM YORUMLAR (4)