Sonsuz âlemin sonsuzluğunda, şüphenin bulunmadığı ölümsüzlük mekânında, kusursuz dostluğun, en içten bağlılığın, sevgiye, saygıya, minnete dayanan kusursuz birlikteliğin, aynı âlemi paylaşmanın rahatı, huzuru ve sükûnu içindedirler.
Âlâlardan nice âlâ, mükemmel ötesi, sonsuz ve yok oluşsuz bir mekân.
İki insan ve kendileriyle dostça konuşan, her türlü imkânı, nimeti en saf, en temiz, en faydalı haliyle hiç esirgemeden sunan Yaratıcılarının himayesinde geçen rüya diyarı…
Hiçbir tehlike, korku, şüphe duygusu yaşatmayan yüce Rablerinin yanı başında, gözü önünde yaşanan ve müstesna güzellikte geçirilen muhteşem zamanlar…
İlk insan Hz Âdem ile Havva’nın yaşadıkları, zamansız ve uçsuz bucaksız Cennetten de öte Cennet âlemi ve Allah’la kusursuz bir ilişkinin, eksiksiz bir dostluğun doyumsuz hazzı…
Ve gün gelir, âsi Şeytan’ının şüpheye düşürme isteği, “acaba” duygu ve düşüncesi uyandırma arzusu Hz. Havva’nın gafletiyle sonuçlanır…
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman