İslam, insanlığa gönderilmiş en son ve evrensel mesajdır. Bu mesaj, Kur’an ile doğrudan Allah’tan gelmiş ve insanlara doğru yolu göstermiştir. Ancak tarih boyunca çeşitli ekoller, mezhepler ve yorumlar, İslam’ın özünden uzaklaşmasına neden olmuştur. Bu yazıda, mezheplerin İslam adına ortaya koyduğu uygulamaların yanlışlığını ve Kur’an’ın, İslam’ın tek ve yeterli rehberi olduğunu ele alacağız. Kur’an, Allah’ın insanlara gönderdiği son vahiydir ve hakikati arayanların tek başvuru kaynağıdır. İsrâ Suresi 9. ayette ifade edildiği gibi, “Şüphesiz, bu Kur'an, en doğru yola iletir.” Bu açık ilahi beyana rağmen, mezhepler ve çeşitli hadis yorumlarıyla İslam’a ek hükümler eklenmiştir. Oysa Nisa Suresi 82. ayetinde belirtildiği gibi, “Eğer o, Allah'tan başkasının katından olsaydı, kuşkusuz içinde birçok aykırılıklar bulacaklardı.” Kur’an, çelişkisiz bir rehber olarak ilahi mükemmelliği temsil ederken, mezheplerin ve hadislerin çelişkilerle dolu olması onların beşerî kaynaklı olduğunu açıkça göstermektedir. Tarih boyunca mezhepler, İslam’a dair çeşitli hükümler ve uygulamalar geliştirmiştir. Ancak bu uygulamaların pek çoğu, Kur’an’ın hükümlerine aykırıdır. Örneğin:
Nebimiz Muhammed’in altı farklı şekilde namaz kıldığı veya abdest aldığı iddiaları.
Zina edenin taşlanarak öldürülmesi, orucu bozanın 61 gün kefaret orucu tutması gibi cezalar.
Kadınların adet döneminde ibadet etmelerinin yasaklanması veya teravih namazının bir farz olarak dayatılması.
Bu tür uygulamalar, Kur’an’da hiçbir şekilde yer almamaktadır. Kur’an, hiçbir eksiklik içermeyen bir rehberdir. Enam Suresi 38. ayette şöyle buyrulmuştur: “Biz Kitap’ta hiçbir şeyi noksan bırakmadık.” Bu ayet, İslam’ı yaşamak için Kur’an’ın yeterli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Mezheplerin iddia ettiği gibi Kur’an’da eksiklik aramak, ilahi iradeyi inkâr etmektir. Nebimiz Muhammed sadece Kur’an’a uymakla sorumlu tutulmuş ve asla din adına kendi görüşleriyle hüküm koymamıştır. Enam Suresi 50. ayette şöyle buyrulmaktadır: “Ben, bana vahyedilenden başkasına uymam.” Bu ilahi emir, Peygamberimizin de yalnızca Kur’an’a tabi olduğunu ve dini bir rehber olarak başka kaynaklara başvurmadığını göstermektedir. Ahirette de insanlardan sadece Kur’an hükümlerine uymaları istenecektir. Zuhruf Suresi 44. ayet bu gerçeği net bir şekilde ifade eder: “Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.”
Mezhepler, İslam adına bir otorite iddiasında bulunarak birçok beşerî hüküm üretmiştir. Bu hükümler, çoğu zaman Kur’an’a aykırı olmakla kalmamış, Müslümanlar arasında ayrılıklara da neden olmuştur. Örneğin, farklı mezheplerin abdest ve namaz konusundaki uygulamaları, diğer mezhepler tarafından geçersiz sayılabilmektedir. Bu durum, ahirette hangi mezhebin doğru olduğuna dair bir karmaşa yaratmaktadır. Ancak Kur’an, bu tür çelişkilerin hepsini ortadan kaldırır. Çünkü İslam, mezheplerin değil, Allah’ın dinidir. Kur’an’a göre, ahirette insanların hesaba çekileceği tek kaynak Kur’an’dır. Ankebut Suresi 51. ayette şöyle buyrulmuştur: “Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?” Allah, kullarına Kur’an’ı bir rehber olarak göndermiş ve bu rehberin yeterli olduğunu açıkça ifade etmiştir. Mezheplerin binlerce içtihadı, ahirette bir bağlayıcılık taşımaz. Çünkü bu içtihatlar, ilahi değil, beşerî kaynaklıdır. İslam’ın tek kaynağı Kur’an’dır ve Kur’an, hiçbir mezhebin veya ekolün yorumu olmaksızın yeterlidir. Mezheplerin ve hadislerin İslam adına sunduğu çelişkili hükümler, ilahi vahiyden sapmanın açık bir göstergesidir. Müminler, yalnızca Kur’an’a tabi olarak bu çelişkilerden kurtulabilir ve hakikate ulaşabilir. Ahirette, mezheplerin değil, Kur’an’ın hükümlerinden sorumlu tutulacağız. Bu nedenle, Kur’an’daki İslam’ı yaşamak ve yalnızca Allah’ın emirlerine uymak, Müslümanlar için en doğru yoldur. Allah’ın gönderdiği bu muhteşem rehbere sımsıkı sarılmak ve din adına insan kaynaklı çelişkileri reddetmek, İslam’ın özünü korumak adına atılacak en önemli adımdır.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta