/düşlediğin bu değil mi ….,
bir kumru uyandırsa seni bu sabah, seslenip pencerenin dış pervazından
duymak istediğin ne varsa önce ondan duysan, renklerin çiçek açmadan
ilk dizeden tebessüm gibi başlayıp yeni güne, iki kolunu açsan iki yanına
ve hayalindeki sevgilinin çağrısı olsan, koşarak gelip boynuna sarılmasına.
/ dünyalar kadar uçsuz-bucaksız olurum, aldığımda seni kollarımın arasına ….
yuvarlansanız hasretle yaşam içinde, dalgalansa mavi çarşaflar deniz gibi
alsan ellerini arada avuçlarının içine, kokusu gökyüzü olup örtse üzerinizi
hangi tanrı izin verirse böylesi mucizeye, onun adına sayılsa bütün adaklar
çocuk elleriyle boyansa kuş kanadı, ağaç dalı, güneş gibi bütün duvarlar.
/ işte elleri mum boyalı çocuklarımız, boyadıkları duvara nasıl bakıyorlar ….
dağılsa gece boyu üstüne sinmiş sarhoşluk, soyunarak korkunç kılığından
su sesi açık kalmış musluktan kaçsa zaman, ok gibi beynine damlamadan
düzelse gözlerindeki görme bozukluğu, sorsan saçların böyle miydi diye
sonra gülümseyerek yer açsa nefesin, saçının telleri arasında, kelebeklere.
/ unuttum artık ne zaman ses verdiğimi, sarhoşluğuma savrulmuş küfürlere ….
karnaval tadına boyansa ağaç dalları, yağmur yağacaksa konfeti olmalı
hüzünler çaresizlik firarında yakalanınca, kahkaha cezasına çarptırılmalı
gün böyle başlayınca canımın içi, anlarsın güneş olmayacaklara da doğar
değişmez çizgisi silinir kaderin, niyet fallarında ne yazılıysa, karşına o çıkar.
/ benimle böyle uyanmayı bekliyorlarmış şenlik çığlıkları atmak için sokaklar ….
ve gülerek bakarken sen yeni güne, havalanmış bir kumru ilişse gözlerine
veda olmadığını bilerek bu gidişin, göndersen selamını bildiğin hasretlere
yarın olunca başka yerde, yalnızlık sarhoşluğunda boyanmamış duvarlar
mum boyalı ellerle güneş gibi renk açsalar, duyunca kumru sesini umutlar.
/ düşlediğim bu değil mi ….
Cevat ÇeştepeKayıt Tarihi : 23.3.2009 06:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
öyle betimlemeler çıkıyor ki, neredeyse her dizesini ezberim bildiğim halde
aslında hiç okumamışım hissine de kapıldığım oluyor zaman zaman...
örneğin ''kumru sesleriyle uyanmak'' şiirinizin şu dizelerinde olduğu gibi...
karnaval tadına boyansa ağaç dalları, yağmur yağacaksa konfeti olmalı
hüzünler çaresizlik firarında yakalanınca, kahkaha cezasına çarptırılmalı
gün böyle başlayınca canımın içi, anlarsın güneş olmayacaklara da doğar
değişmez çizgisi silinir kaderin, niyet fallarında ne yazılıysa, karşına o çıkar.
yağmurun konfeti olarak yağması,
hüzünlerin çaresizlik firarında yakalandığında kahkaha cezasına çarptırılmaları..müthiş bir şey,
Bu şiiri her okuyuşumda farklı bir şeyleri daha keşfetmek
olağanüstü bir duygu...
Bir kez daha kutluyorum emeğinizi... İçtenlikle, saygıyla...
Acaba insan aklı hep negatiften mi çıkıyor yola diye düşünmekten kendimi alamadım... Yada düşünmek bile angarya oldu ve bizim için başkaları düşünsün demekle
mi yetiniyoruz...
Sahi gözünüze çözümsüzmüş gibi görünen
bir konunun üzerinde enine boyuna düşündüğünüzde,
yani akıl yürüttüğünüzde aslında sorun bile sayılmadığını fark ettiğiniz olmadı mı?
.Benim çoklukla yaşadığım bir durumdur da...
Öğretici aynı zamanda düşünmeye yönelten bir yazıydı...
Beğeniyle okudum...
Emeğinize yüreğinize sağlık...
İşte bu yürüyüş yolundaki kuruyemişçinin tezgahını serçeler didikler, dağıtır, kumrular da aman nimettir ayak altında kalmasın diye öpüp başlarına koyduktan sonra bir güzel mideye indirirlerdi. Öyle de masum ve uysaldılar ki, elinizi uzatsanız gelip konacak değin insancıldılar.
Sonra bizim eve komşu evin çatısına yuvalanmışlar, balkonlardan kah ailelerin en küçük üyelerinin balkonlardan attığı ekmek dilimleri, kah büyüklerinin kuşlar yesin diye gene balkonlardan aşağıya sallandırdıkları sofralardan dökülen yemek artıkları derken, bizim pencereyi mesken tuttular. Hele kışın, tam da peteklerin ısısı camlara yansıyınca, bir güzel uyur oldular bizimle birlikte ama pencere kenarlarının keyfini kumrulardan daha iyi kediciklerle paylaşmak durumunda kalmazlarsa elbet...
Sabahları, kimi zaman bas, kimi zaman da bariton seslerle uyanmak, çok güzel oluyor, güzel oluyor da bir de temizlik alışkanlıkları olsa... :)
Kime : uzungemici / cevat çeştepe
Tarih : 07.07.2014 16:09 (GMT +2:00)
Konu : [rh-siir-grubu] KUMRU SESİYLE UYANMAK
Ah bu düşler.... Insan biliyor aslında yaşananlar düşe sığmıyor, ama ille düş yine de düş...... Düşten düşüyor düşlenen ne varsa el değdiğinde ama ille düş yine de düş.....
Şair düşe düş kuran düş zengini bir şiiri kuruvermiş sofrasına bandırıyoruz lezzetini hissederek şiire....olsun elbet olsun ki yaşandığında düş çığırından çıkmadan yaşansın sevda düşler üstü bir lezzetle....hiiiiiç bitmeden....
Düşlere düş olan bu çok güzel dizelenmiş şiire şairine sevgiler...
/ işte elleri mum boyalı çocuklarımız, boyadıkları duvara nasıl bakıyorlar ….
dağılsa gece boyu üstüne sinmiş sarhoşluk, soyunarak korkunç kılığından
su sesi açık kalmış musluktan kaçsa zaman, ok gibi beynine damlamadan
düzelse gözlerindeki görme bozukluğu, sorsan saçların böyle miydi diye
sonra gülümseyerek yer açsa nefesin, saçının telleri arasında, kelebeklere.
Hayaller, hayaller... Onlar bari sahibinde kalsın. Dokunmasınlar... Kutluyorum sn. Çeştepe. Yine kaleminize, tarzınıza özgü hoş bir Şiir. Nicelerine. Esenlikle....
TÜM YORUMLAR (119)