Bilemezsin her sabah gözümde bir yıldızın yandığını,
Gözlerimin her akşam yeniden kapandığını.
Gönlümde kahverengi bir yaprağın ağladığını,
Bilemezsin gönlümü gönlüne bağladığını.
Bilebilir misin saçlarının kalbime urgan olduğunu,
Karanlıkların üstüme yorgan olduğunu?
Güneşin gece koynuma dolduğunu,
Bilebilir misin şafakla birlikte gözden kaybolduğunu?
Bir deniz kaydı kayıkçının küreğinde,
Yüreğim boğuluyor yüreğinde.
Sen kayıp gidiyorsun kara bir bulutun bakışında;
Bense batıp batıp çıkıyorum bir ırmağın akışında.
Gönlüm kızgın çöllerde bir kum tanesi;
Gönlüm gönlünü arıyor,Leyla bahanesi.
Fırtına habercisi çölde rüzgârın uğultusu,
Gezer de ceylan çölde,bulamaz bir damla su.
Senin yokluğunda yüklendi çileyi aşk,
Nefes almaya başladı kuşların gönlünde köşk...
Günebakan çiçekleri ufka yüzünü döndüğü an,
Aşkı damıtır sağnak sağnak gül bahçesinde zaman.
Çatladı yağmur bulutlarına hüzün taşıyan atlar,
Dağılmakta geceyi sırtında taşıyan bulutlar...
Sen nerden bileceksin benim çektiğim elemlerimi?
Topladım bir bir denizlerden,kırılan kalemlerimi...
Pazarlık ederken kıyasıya celladımla ölümü,
Gördüm dikenlerin arasından gülümseyen gülümü.
Sadece kendi göğümden almalıyım güneşimi,
Başka gezegenler belirleyemezler benim işimi.
Biliyor musun kefen giydi yokluğunda ruhum?
Ağlattı yağmursuz bulutları feryadım,ahım!
Yargıladılar beni kendi ülkemde zenciler,
Denizin en karanlık noktasından çıktı bu kara inciler...
Çözülecektir ilk yağmurlarda kumdan heykeller,
Yokluğa mahkum edilecektir geceyi kucaklayan eller,
Sen vakit öldürürken ruhsuz taşların gölgesinde,
Ben ay ve yıldızlarla tanışacağım güneşin ülkesinde...
Kayıt Tarihi : 9.9.2014 20:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!