Ali Cengiz Cafe
Sabah saatlerinde
Koşar gibi yürürüz
Hayatın rıhtımına
Çay içeriz Ali Cengiz cafe’de
Üş bej tane
Mazeretimiz de yoksa
Hayatı seyrederiz her sabah
Saatlerin eridiği zamanı
Sürrealist bir tabloya bakar gibi
Demirbaş garsonumuz Kırıkhan’lı Ali
Ressamımız kaçık Salvador Dali
Yerimiz Kumbahçe
Yönümüz belleğimiz.
Belleğimiz beş yüz yaşında.
Küçük tekneler önümüzde
Rıhtıma baştankara bağlanmış
Kıçları belleğe dönük
Birbirine bordalamış tekneler
İnsanlar gibi sanki.
Güne hazırı da burada
Güne yürüyeni de
Günü bitireni de
Balıktan dönmüş
Balıkçı tekneleri mesela.
Geçiyor ardı sıra
Motorsikletler
Bisikletler
Martılar
İnsanlar
Elinde kovayla yemişçi
Kavun karpuz
Ekmek dolu kamyonetler.
İnsanlar binbir türlü
Renk renk
Güzeli çirkini
Zayıfı şişmanı
Genci yaşlısı
Ama hepsinde kısa pantolon
Resme uygun bir seferberlik
Ve herkesin ayağında terlik.
Demlenmiş çaylar
Bakır çay kazanında
Arkamızda bir çift laflıyor
Adam profesör gibi
Kadın da sanki
Özenle seçilmiş laflar.
Demsiz bir tekneci
Laf atıyor bizim Demirbaşa
Naber lan Ali
Gelirsem ağzını burnunu kırarım senin!
Gülüşmeler…
Suskun seyreden insanlar
Profesörler gibi.
Gelip geçen insanlar
En güzelleri de
Tangalı Rus dilberleri
Arzu dolu bakışların istikametinde yürüyen
Çekmekten için boşalır
Gördükçe en egzotik yerleri.
Devam eder satışlar
Ali Cengiz cafede
Ha bre çay demler bizim Ali
Arada tost yapar
Kahve yapar
Portakal sıkar
Ali bir çay versene bana!
Ama tazeyse ver!
Demli bir hayat tadında olsun!
Ali çaylar iki olsun.
Kayıt Tarihi : 31.8.2022 18:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yaşayan Şiirler

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!