Kum Saati- 1 (691) Şiiri - İbrahim Arslan

İbrahim Arslan
1000

ŞİİR


15

TAKİPÇİ

Kum Saati- 1 (691)

Sen en güzel öykümsün benim.
Sadece yar değil, yardan öte,
öteden daha da ötesin…
Sen gökyüzüne baktığımda
telli duvaklı bulut gibi,
Ya da.
Ak yüzünü gördüğüm de
hep aklıma gelen güneş gibi,
Ya da yaz sıcağında yudum yudum içilen
ve kana kana içilen su gibisin…
Sen en güzel şiirimsin benim.

Henüz yazamadım seni, senin layık olduğun gibi…
Henüz kara gözlerine dalamadım,
Karadeniz’e dalar gibi.
Sevda bahçesinde açan çiçekler
hiçbir zaman solmaz.
Sen işte o sevda bahçelerinin, o çiçeklerin içinde,
En güzeli olan gülsün…

Yaklaşıyorsun bana biliyorum.
Bense hiç yaklaşamıyorum sana
kelimelerim biter diye.
Konuşamam, yüreğimde konuşmaz karşında.
Belki bir buz gibi eririm sıcaklığında…
Yarın hep seni getirir derler…
Bense o yarına hep seni göreceğim umuduyla çıkar,
Sonra da senin varlığınla yok olurum diye,
Ve seni tam anlatmadan,
son bulur edebiyatım diye korkarım.
Sen benim için böyle
satır satır anlatılması gerekensin.
Ve sen yarın olduğunda
sana bugün yazılmış
bu satırların yegane sahibisin.
Zamanı gelip okuduğunda
sana hiç sokulamadığım için,
Sana hiç yanaşamadığım için sakın bana acıma.
Ben seni uzaktan uzağa severken bile
en bahtiyarıyım şu dünyanın.
Ve beni bildiğinde,
kim olduğumu çözdüğünde.
Ne olur kendini benim yerime koy.
Ve affet beni.
Aşağıdan baktığında yukarıyı göremeyen biri,
Nasıl yukarısını tam bilemiyorsa.
Bu tam olmayan,
yarım yamalak anlattığım satırlardan dolayı,
Seni tastamam değil, ancak birazını yazdığım için
Affet beni.

Ve sen hep gül ki, güneş hiç sönmesin…
Eylül- 2014

İbrahim Arslan
Kayıt Tarihi : 25.9.2014 09:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bulunduğum odada eşimi beklerken yazdığım şiir.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!