Rumeliden bir ses geldi
ruhumu okşayan rüzgârlar gibi.
türküleri,
oyun havaları,
ve çingeneleri;
Rumeli oğluyum ben
nasıl doğulum
nasıl akdenizlim
egelim ve karadenizlim varsa....
aynen öyleyim;
ve onlar gibiyim.
çocukluğumun fırınlarını
hatırladım; çınar ağaçlarının
altındaki.
çilekeş ve yorgun anam
somunlar yapardı bize
ve biz odun külüne bulanmış
haliyle yerdik onları
ve büyük olasılıkla
ülkemdeki yaşıtlarımda
çocukluk dönemlerinde
analarının küle bulanmış
somunlarını yerlerdi.
yani biz;
bir ananın çocuğu
bir toprağın oğlu
uzaklıklara rağmen
uzaklıkların farkı yaratamadığı
bir çoğrafyanın çocuklarıydık.
merhametimizin ve insanlığımızın,
ve adamlığımızın
ve kadir- kıymet bilişimizin
sebebi hep aynıydı;
sebep;
küle bulanmış ekmeklerdi.
insancıllığın kokusu,
evrensel insan hakları
beyannamesinin hazır kalıpları
hep hilesiz yapılan
bu alınteri yüklü ekmeklerle
büyüyen çocukların
genetik yapılarında yüklüydü
adaletin türk soyunda
tecellisi bu küçük ayrıntılarda
gizliydi.
Kayıt Tarihi : 27.12.2006 00:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!