...
beklemekten yorgun düşmüş
ürkek ellerim de
koca bir şehir büyüttüm ben
namlusunu doğrultmuşken sola,
tutukluk yapan söz kurşununun
içe infilak ettiği yer de,
iki kol arası
kül olmuş
iki
kul
yarası..
...
aylak günlerin utancıydı;
gelişleri sorgulayan ayak izleri
ellerimin tersinden dokuduğum
kumral tenin söküğü.
...
..ahh!
ah ki sendin,
dudak büküşümün
kıyısında yatan
sus göleti..
sendin,
akşam üstleri ufku esir alırken,
sus yutmuş şehirler de
kızıl günler büyüttüğüm...
...
yeryüzünün kanıydı belki
göğü boyayan,
suskun isyanları alnımıza çalan..
başımı kaldırmadım ardından,
gözlerimin daldığı
kaldırımdan aldım usulca,
kirpiğimden düşen
yersiz bi kaç damlayı.
göğsümün oyuğuna sakladım,
sızılı bir uçurtmanın kuyruğunda
asi nehirlere taşıdım.
taştın, sesime kara çaldın..
oysa bahardı sesim,
şiirden şehirler kurardı..
boğazın tuzlu,
o yosun kokulu sularında yıkayıp
kıyılarına oya diye dokurdu sesim..
...
artık
kırık dizeler döşeli
yılgın sokaklar büyütüyorum ben,
senli bitmiş zamandan
bizli geçmiş zamana bölünüp,
çıkmazlar da sonlanan sokaklar...⚘
.....özlem/
mart/beş
Özlem Çay
Kayıt Tarihi : 5.3.2025 21:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!