Kolları yorulmuş ekin dermekle
Derdiği ekini deste dürmekle
Yorgun baş yastığa indiği zaman
Geçiyor gecesi rüya görmekle
Sabahın zahiri serin mi serin
Bir koltuk uğruna sizler bu halka
Bu kadar eziyet etmeyin beyler
Halkın parasıyla, geriye dönüp
Başımızda caka satmayın beyler
Dini yüzünüze etmeyin kalkan
Bakarım geçmişe hep acı acı
Nedir diye bu dertlerin ilacı
Belleğimde bir çok isim var idi
İhsani, Şah Turna başımın tacı
Bağrımızda duran sızı dinmedi
Her gün boy gösterip boş alanlarda
Dönen dolaplarda, hep yalanlarda
Bol bol atar iken dün meydanlarda
O gün ki sözleri yuttular bugün
İşçiyi memuru dara çektiler
Bayram geldi diye sevinemezsin
Bu bayramda sana kara Şakirim
İnsan olduğuna övünemezsin
Bu çağda ışığın çıra Şekirim
Şekirim, şekirim, cansın Şekirim
İnan ki ayakta durmaz devrilir
İnsan omurgasız olursa eğer
Sağa sola savrulurda savrulur
İnsan omurgasız olursa eğer
Kendinden bahseder her bir sözünde
Sevgisiz yüreği 'taş' olan kişi
İnsanları seven özden ne anlar
Sevgi dağarcığı boş olan kişi
Şiirden ne anlar sözden ne anlar
Asalakça karnın doyuran kişi
Üstadım Mahsuni’ye
Halkın için koştun bu yaşa kadar
Edirne’den, Kars’tan, Maraş’a kadar
Almanya’dan; Hacı Bektaş’a kadar
Yollar Mahsuni’ye alkış tutuyor
Bu baskı, bu zulüm, işkence varken
Hür düşünce, demokrasi olur mu?
Polis göz altında canlar alırken
Hür düşünce, demokrasi olur mu?
Düşünceye zincir vuran oldukça
“bu güzelden anlayanlara ithaf olunur”
Bu hödükler sarmaz bizim yarayı
Gel de yaramızı sar güzel, güzel
Yıllardır bunlarla açtık arayı
Zenginden dostları var güzel, güzel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!