Bin dokuz yüz yirmi beşte dünyaya
Erzincan'da gözün açan sultanım
Bir nehirdin aktın nice deryaya
Ulu bir ummana geçen sultanım
Salınarak gelen humayı gören
DELİHEBİL DERLER MAKAMIM YURDUM
Delihebil derler makamım yurdum
Zalıma eğilmez serim var benim
İnsanı sevmektir dünyada derdim
Yanar tutuşurum harım var benim
Samsun’dan kalktı yürüdü
Yurdumun yoludur Deniz
Her yanı çiçek bürüdü
Goncanın dalıdır Deniz
Şu gurbet yurdundan usandım yıldım
Bir derde benzemez derdim var benim
Karanlık deryada boğuldum kaldım
Göz ile görünmez derdim var benim
Alışmadım toprağına taşına
Hüseyin’e
Dermansız acılar kâr etti cana
Felek yine bizi seçti ağlarım
Kanser denen bela bulaştı kana
Küllenen yarayı eşti ağlarım
Dermansız dertlerle sınadı felek
Azrail kapımı çaldı neyleyim
Bize nasip imiş genç yaşta ölmek
Yaradan vermeden aldı neyleyim
Kapıldım aşk denen ulu nehire
Dersim diyarının güzel sultanı
O ulu makamda kaldın mı güzel
Varıp gurbet ele ettin seyranı
Dertlerine derman buldun mu güzel
Canımın cananı ey insanoğlu
Girdiğin ummanı kurutma nolur
Kimi şaşkın olmuş kimisi deli
İnsanı mum gibi eritme nolur
Yarın Hakkın huzurunda durunca
Gel ey softa kusurundan geçeyim
Muhabbet ceminde yerin nerede
Arı ol da ben zehrini içeyim
Hali hal etmeye halin nerede
Girdim bir bahçeye bülbül sesine
Ağıt benim figan benim zar benim
Hayran oldum şu insanın hasına
Neyleyim ki bir vefasız yâr benim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!