Mehmet Halil - Küfür ve ahlak üzerine dü ...

Mehmet Halil
1192

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

TDK Büyük lügatta küfür: ‘’Hakaret içeren söz’’ olarak geçiyor. Söz hakaret içeriyorsa, o sözün eylemi neyi içerir?
İnsanın yaşama amaçlarındandır mutluluk, hayatta kalabilme mücadelesinin sebebidir. Mutlu olabileceği umudunu taşımayanlar için bir şey ifade etmez yaşam. Bunun için çalışır, neslini bunun için sürdürür. Bu iki tutkusu insanı hem köle eder hem özgürlük için mücadele etmesinde motor rolünü oynar.
İnsanın emeği nasıl insana karşı silah olarak kullanılıyorsa, birikmiş ve maddeleşmiş insan emeği değişik yollardan geçerek üreten insana baskı aracı olarak, silah olarak nasıl geri dönüyorsa, haz duygusu da öyle… kendi bedenimiz bize karşı kullanılıyor ve kendi organlarımızın esiri olarak bizi ezenlere hizmete zorlanıyor.
Küfürler neden daha çok cinsellik üzerinden… Çünkü en çok bastırılan cinsel duyguları insanların, küfür bir yerde rüya gibi, elimizde olmadan çıkıyor ağzımızdan rahatlatıcı bir rolü var. Baskı daha çok kadınlara, erkekler için o kadar büyük sorun yok.
Hiç ‘’babanı sikeyim! ’’ denmez.. ama iki lafın biri ‘’ananı sikeyim! ’’dir… Bunun altında yatan psikolojik nedenlerin; Kadına karşı bir üstünlük kazanma, ona karşı üstünlüğünü dayatma kendini, onunla eşit görmeme ve kadın üstünde bir oterite sağlama (bilinçaltı bir dürtü) isteğinden kaynaklanma, yy’ların eğitimi genlere öylesine işlemiş ki, bu küfür doğal karşılanmakta, kadın hala bir meta olarak görülmekte, erkekle eşit değil, onu eğlendiren bir obje olarak, onu rahatlatacak bir yedek unsur olarak görülmekte. Bu kadına karşı bir aşağılayıcı davranıştır, bir küfürdür, ama bu kişilerin suçu değil, erkek egemen gücüm yy. boyunca çocukluktan başlayarak insanlara işlenen, genlere dokunan bir sonuçtur. Sömürü sisteminin ayıbıdır, ve bir tabu olarak yerleşmiştir, kadınlara bile bu erkek egemen sistem kabul ettirilmiştir. Ama bu eşitsiz sisteme bir eleştiri yapan yazı veya şiir olursa, yüklendiği işlev dikkate alınmadan, sadece içinde geçen, organlarımızı kendi ana dilinde anmaktan dolayı küfür olarak değerlendirilebilmektedir. Burada asıl küfür, eleştiren yazın değil, bu eleştiriye karşı çıkan mantıktır. Çünkü bir cinsin ezilmesini dolaylı olarak da olsa savunma pozisyonudur.
Sikmek fiili burada bir üreme eylemi bir sevgi unsuru olarak değil, ayakta kalmak, çoğalmak, ve erkeğin egemenliğine karşı bir kefaret olarak kan akıtmak (kızlık sorunu) kan davalarında karşı tarafın en nazik yerleri namusu tehdit edilerek öc almak, hınç almak için kullanılmakta… Aslında kız olanlar aybaşlarında kanama geçirdiklerine göre, kızlık zarı delik olmalı ki kan akabiliyor, öyle olduğuna göre kızlık sorunun bu kadar abartılarak öne çıkarılması namus meselesi olarak gündeme gelmesi, egemen güçlerin koydukları bu ahlak simgesi,, ekonomik sömürüyü kontrol etmek için, artı değer sömürüsü olduğu gibi, haz duygusunu da kendi çıkarları için kullanabilmek, yemek içmek kadar vazgeçilmez olan bu duyguyu kendi çıkarları için kullanabilmek için tabu haline getirmişlerdir.
Osmanlı döneminde devleti dini liderler yönetiyorlardı. Haremleri vardı, haremlerde sayısız kadınları vardı. Oğlanları vardı. Din onlara yasaklamadığını sıradan vatandaşa nasıl yasaklayabiliyordu? Hani din karşısında herkes eşitti. Ahlak adına insanın kendi vücudu üzerindeki kullanım hakkını bile ele alabiliyorlar. Böyle bir haksızlık için de ‘kutsal’ kitapları kullanıyorlar.

Tamamını Oku