KUDÜS
Kudüs yetim Mescidi Aksa mahzun ,
Sol yanımda acının tarifsiz sızısı,
Ey Kudüs gözümüzün nuru ,
Peygamberler şehri, kutlu diyar,
Efendimizin baktığı ilk yön ,
Süleyman'ın duası, peygamberler makberi,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şu malum ağaç Gargat ağacını biraz açalım diyorum ne dersiniz arkadaşlar!Evet malum ağaç ,İsrail devleti etrafına Yahudilerin, Siyonistlerin diktiği bir ağaç.Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi !Dağ taş her şey dile gelip arkamda bir İsrailoğlu var diye Yahudileri işfa edecek.Sadece ayetlerde belirtildiği üzere bu ağaç konuşmayacak!Evet kısa hatırlatmamızın hemen ardından esas konuya dikkatleri çekmek istiyorum.Malum ağaç HDP 'in amblemi olan ağacın ta kendisidir.Şimdi Hdp'nin Kürt halkının haklarını savunmakla uzaktan yakından alakası olamdığını sanırım daha iyi idrak edeceğiz!Haliyle esas meselenin iç yüzünde Ermenilerin olduğunu hepimiz biliyoruz.Lakin esas bomba işte burada patlıyor.Hdp'in en büyük destekçisi İsrail develtidir.Yani Siyonistlerin amaçlarına ulaşmaları yolunda örgütlenip demokrasinin gereği ülkemizde cirit oynattıkları sözde parti Hdp'dir.Masum Kürt halkı bu oyunlara dilerim artık gelmez.Ermeni kökenli bu alçakların İsrailoğulları olduğunun şiddetle altını çiziyorum.Yine bugün hala Uğur Mumcu gibi bir değerin katilinin faili meçhul olması arkasında yatan gerçeğede dikkatleri çekmek istiyorum.Acaba bugün Uğur Mumcu yaşasaydı Hdp ve İsrail bağlantısı nı mı yazacaktı ,yoksa Kürt sorunu ve Barzani meselesini mi ?Ve ülkemiz üzerinde dönen oyunların iç yüzünü mü?Bu güne kadar kurulamayan Kürdistan hakikatin mi?Ve hiçbir zaman kurulamayacak olan Kürdistan emelleriyle İsrail devetinin ülkemizde kurulma planlarına kürtlerin alet edilmesini mi?Çok ilginç değil mi?Lakin hepsi bilsin ki Türklük kaderdir!Sonradan Türk olunmaz!Türkün canını alsanda Türk'ten bağımsızlığını kimse alamaz..Her kim lkeme mileltime varlığıma özüme silah doğrultursa bilsinki bunu canıyla öder. Hepsini pis emellerinde yoketmeye can atan şehadete susamış evlatlarımız var bizim.Ve biz o evlatların analarıyız!Hdp'yi alaşağı etmeye bizim birimizin yüreği yeterken askere gerek bile kalmaz!NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!...
KUTLUYORUM
ŞABAN BEY KARDEŞİM,
TEBRİK EDİYORUM
VE SELAMLIYORUM SİZİ.
Günü, günceli işleyen gerçekçi bir şiir. Kudüs'te yaşananlar bir dram. İnsanlığa eziyet etmekten bıkmadılar. Kin ve nefret tohumlarıyla kutsal mekanları kirletmekten bıkmadılar. İnanç uğruna, inançsızlıklarıyla dünyayı ve insanlığı kirletmekten bıkmadılar...
Yüreğinizi ve kaleminizi kutluyorum Şaban Bey. Selam ve saygılarımla...
Duyarlı yüreğinin sesi hiç kısılmasın
"Ucuz kahramanlar"!
– Ne kadar yerinde bir tespit ve yerli yerince yazılmış bir söz. Katılmamak ne mümkün sevgili Gül hocam.
Benim de Kudüs'ten nacizane bir "arzuhalim" olacak.
– Ey Hamza yürekli Filistin'li çocuk!
Ne olur bize "hakkını helâl et".
Yoksa ki bu acziyet ve mahçubiyetle yarın Hakk'ın huzuruna hangi yüzle çıkarız..?
Duam'dır;
– Rabbim cümlemize çığlığınızı duyacak "şuur" açıklığı nasip etsin. Gayrı ne söylesek boş ve hükümsüz kalacaktır.
Sen, şiirin şairi sevgili Şaban;
– Derdimizle hemhâl olan duyarlı çalışmanı,
Şuurlu vicdanını,
İmanlı yüreğini,
Vakarlı duruşunu
Takdirle tebrik ederim. Ehil kalemin hep varolsun ki bizimle olasın.
Selam ve muhabbetle...
Duygu yüklü şiirinizi
Beğeniyle okudum
9 Aralık... Kudüs için ne demekti Sevgili Kardeşim...
Ve bizlerin çığlığı, neden sadece şiirlerde kaldı böylece...
Nedir bu üstümüzden atamadığımız atalet...
Varsa daha gerçeği, lütfen yüzüme vursun çıkıp da biri...!
Yeminle... Acı vermez hiçbir sözden kurşun...!
Ve...
Kaçımız 9 Aralık gününü...
Dünyanın gözüne soka soka,
Secde secde, dua dua...
Kudüs de yaşadık...
İşte bizim gibilere ne deniyor bilir misin, Değerli Öğretmenim...
"Ucuz kahramanlar!"
Hayır diyecek buyursun, alacağımız vardır belki boyumuzun ölçüsünden...(!)
Artık tek bir lüzumu var!
Yitip giden canlar için...
Kutsalımız bildiklerimiz için...
İlk mabedimiz için...
Hareket canlar...
Hareket...
Elle olamıyorsa...
İntikam alanların en Yücesine dille...
"Ya Kahhar celle şaanühü!"
Var olasın Kardeşim...
Ömrüne, o güzel gönlüne bereket...
Nicelerine inşaAllah...
Her daim;
Sevgim, saygım ve fiddareyn saadetler duamla...
Duygu yüklü şiirinizi
Beğeniyle okudum
Çok güzeldi. Yürek sesiniz daim olsun. Benim Ebabil şiirimi biliyorsun emrinde benim kuşlar :)
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta