Küçük kurşun
Nasıl bir ikrazattır ki, minik hedef bu canlar
Öde öde bitmiyor ne savaşta ne cenazelerde
Ceride-i âlemde gerçeği zinhar yazamıyorlar
Bir avuç sefil âdem, kirli, müzevir ve aceze
Kunt bir duvar “hırs” insanoğlunda, nefis ürkek
Lakin savaş çocuk gözetmiyor, imdat ya Vedut!
Mermiler geçiyor sabilerin alnından, ikiye bölerek
Yeryüzü burası, dar-ı beka değil anlamıyor merdut!
Analar kor ateşlerde, tenfizde lâyemut indifa
Zelil hayatlar, kara zikirden inikâs etmede ah!
Kebûteri göğsünden boyamışlar sahte bir kanla
Âdemoğlu şaşırmış nedir sevap, hangisi günah
Bedbaht fanilerin andilleri savrulur sokaklarda
Atay lakaplı insanlar adaleti hangi nefisle bulur,
Yürek dağlar, sabiler ölürken sorarlar analarına
“ana, çocuklar küçük mermilerle mi vurulur”
Ayşenur Yazıcı
03.08.2006
(23.55)
Andrea and
Kayıt Tarihi : 4.8.2006 00:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Not: (Aşağıdaki yazı 3.8.06 tarihinde Fikret Bila’nın köşesinde yayımlanmıştır) Dr. Süleyman Gündüz Filistin’den döndüğünde bir anısını anlatır: Dört yaşında bir çocuğun mezarı başında annesi Gündüz’e, çocuğun ölmeden önce annesine yönelttiği soruyu aktarır: Anne, diyormuş çocuk, “askerler çocukları küçük kurşunlarla öldürürler değil mi? İşte çocuk gözünde dünya gerçeği bu diyor Süleyman Gündüz ve devam ediyor: Çocuk ölümü kabullenmiş, bari kurşun küçük olsa diyor aslında! Büyük kurşunun daha fazla acıtacağını düşünüyor belki de… Şimdi aynı soru Filistin ve Lübnanlı çocukların kafasından geçiyor olmalı. ----- Mesnevi'den 1415.nci BEYİT: Gönüllerin duyduğu o gizli koku, mahşerde açığa çıkar, duyulur. İnsanın varlığı bir ormana benzer. O deme agâhsan çekin bu varlıktan çekin! Vücudumuzda binlerce kurt, binlerce domuz.. temiz, pis, güzel, çirkin binlerce sıfat var. Herhangi huy galipse hüküm, onundur. Madende altın bakırdan fazlaysa, o maden altın sayılır. Vücudunda hangi huy galipse o huyun suretine göre haşredilmen gerekir.

Nasıl bir ikrazattır ki, minik hedef bu canlar
Öde öde bitmiyor ne savaşta ne cenazelerde
Ceride-i âlemde gerçeği zinhar yazamıyorlar
Bir avuç sefil âdem, kirli, müzevir ve aceze...
.
Bedbaht fanilerin andilleri savrulur sokaklarda
Atay lakaplı insanlar adaleti hangi nefisle bulur,
Yürek dağlar, sabiler ölürken sorarlar analarına
“ana, çocuklar küçük mermilerle mi vurulur”...
.
Çok acıdır amaa tüm bunlar maalesef ki;gerçektir...Ateş düştüğü yeri yakmakta ve analar ağlamaktadır...Ne diyelim;zalimin zulmü varsa mazlumun da Allah'ı var...Vesselam
Bir şey değil..Rica ederim :)
Ceride: gazete
İndifa: Patlama
İnikâs: yansıma
Tenfiz: Sıçratma. Sıçramaya zorlama.
Aceze: eli ermezler, düşkünler
Lâyemut: Sonsuz, ebedi.
Andil”: Ölüden kalan eşya, sahipsiz kalan eşya,
Atay: “herkesçe bilinen, tanınmış, ünlü”
İkrazat” ikrazın çoğulu. Borç veya ödünç verme
Güvercin: Kebûter
Kunt: ağır, kalın, dayanıklı ve sağlam
Merdut: Kovulmuş, dışarı atılmış, reddolunmuş
Tenfiz”; “hükmünü yürütme
Müzevir(sıfat Arapça) Arabozan. Müzevirlik etmek Söz getirip götürmek, ara bozmak
Zelil: hakir, sefil, hor
İndifa: Patlama
İntifada: hareketlenme, silkinme, harekete geçme
Atay lakaplı insanlar adaleti hangi nefisle bulur,
Yürek dağlar, sabiler ölürken sorarlar analarına
“ana, çocuklar küçük mermilerle mi vurulur”
Yüreğim yandı,şiirinizi okurken..duyarlılığınızdan dolayı kutlarım/Çocukların,savaşlarda ölmediği bir dünya olabilseydi keşke!..Tebrikler sn Yazıcı /Işık Erden
“ana, çocuklar küçük mermilerle mi vurulur”
YORUM YAZACAĞIM TEK KELİME YOK...İŞTE BU DİZELERDE BİTTİM BEN...
MUHTEŞEM KELİMESİ SİZİN VE ŞİİRİNİZİN TAM KARŞILIĞI...
SELAM VE DUA İLE
TÜM YORUMLAR (13)