Seni hatırlıyorum, yokuşun sonundaki kırmızı ışığa her yakalanışımda cama yaklaşıp bir şey satmaya çalışırdın.
Kir pas icindeki yüzüne yakışmayan gözlerinin hatrına alırdım o gün uzattığın elde ne varsa; kibrit, ciklet, mendil, çiçek.
Kaçta kalkıp gelirdin o köşeye, nerde yatardın gece, kimin kimsen var mıydı, kazandığın paranın ne kadarı sana kalırdı?
İşin doğrusu, gözlerin yesil olmasa merak da etmezdim aslında, ama ıssız çöldeki kaktüsün inadı gibi yemyeşillerdi işte.
Dikenleri içime batmasın diye gözünün içine bakmadan bırakırdım parayı küçücük avucuna; kim niye kıydı sana?
Yollarımız burada ayrılıyor,
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Devamını Oku
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta