Küçük kadınlar büyütmek...

Zafer Zengin Etnika
1608

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

Küçük kadınlar büyütmek...

hiç gelmeyecekmiş gibi düşünmek,

biliyor musun canım, bu hep böyle olmuştur.
biliyorum ki bir çok insan kafasında, o birini canlandırır, içinin bir yerine
yerleştirir, birileri gelir gider sonra,
bahardan kalmış günler, savaş sonrası yaraları sarmalar, artık bir daha mı, asla denen günler yaşanır.

bende böyle günlerden kalmaydım, bir yanıma o asla gelmeyecek demiştim, aklıma her gelişinde sürekli böyle diyordum. kimi zaman elime çizgisiz küçük not defterleri alır, şehrin işlek caddelerine gider, kaldırımlara oturur
hiç bilmediğim ama geleceğini düşündüğüm sana şiirler yazardım. şehrin kalabalıklığı, sıcağı, soğuğu umurumda değildi, ağır ağır beslerdim seni
her kelimem, her yeni öğrendiğim şey sen olurdun, senin parçan, ağır ağır
büyümen, kimi zaman resimler yapardım ki sana benzesin diye, eli yüzü
tam belli olmayan, ama gözleriyle yeşeren, tomurcuklanan bir çiçek neden çiçek bilmiyorum. hep çiçek olurdun, sonra geceleri küçük çatının üstüne çıkar, uçurtmamı bağlardım bir kiremiti tutan ağaca, gökyüzünü seyreder hayaller kurardım. bir defa sana benzeyen bir şey gelmişti, o kadar çok benziyordu ki sana,işte o dedim, sonra gitti…

neden bilmiyorum, çok bekledim sonra, kendimi yollara vurdum,denizlere vurdum, yalnızlığa vurdum, kendime vuramadım, bu kadar kayıbım.

beklemelerin sonu gelmiyordu, çok bekledim. bilmiyorum başka bir şeyi bu kadar bekledim mi. merak ediyorum şimdi. kızdığım sevmediğim şeyleri yapar mısın. beni sinirlendirir misin, öpersen nasıl öpersin, nefesin nasıl kokar, ellerin dudakların sıcak mıdır diye çok düşündüm.

geldiğinde seni tanıyayım diye gözlerimi kapatmadım sokaklarda, her şeye o kadar çok baktım ki, belki sensindir diye ezberlemiştim çoğu şeyi.
otobüs camlarını, sokakları, elektrik direklerini, kadın yüzlerini, pazarcı bağırmalarını, kafeler de kadın kahkahalarını kağıtları kalemleri ve buna benzer bir çok şeyi, hep geleceksin diye ezberledim şehrimi. evet canım
bir gün sen geldin. nasıl oldu bilmiyorum ağır ağır, koyu renkler içinde
çıkıverdin denizin bir köşesinden, korktuğum o deniz, o geniş su seni getirmişti gözlerime.

hatırlıyorum da bütün gece belli etmeden sana bakmıştım, acelem yoktu. ne kadar süre baktım hatırlamıyorum, içimden birileri görür sana baktığımı diye
paniğe kapılıyordum, korkuyordum evet, seni gördükten sonra yaptıklarımı düşündüm, asla yetemem ona dedim. hala bunu diyorum.

seni tutmak, avuçlarının ortasına almak, günleri geceleri paylaşmak, şiirler yazmak hala çok uzak bana ve biliyorum ki; asla benim olmayacaksın, sanki senin sahibin olsam, seni inkar edeceğimde, bunun üstüne sen ölecekmişsin gibi geliyor. sen ölme, kaybol, görünme, çek git ama sen ölme, çünkü geldin başka gelecekte beklemiyorum, yeni büyütmüşken seni, kaç senede yeni bir sen büyütemem, ne gücüm yeter, ne kelimelerim biliyorum. bu kadar ağırlığın üstüne, belki son dileğimdir diye, tanrına dualar ediyorum, sen inanıyorsun diye ona dualar ediyorum.

evet canım, şimdi bu suskunluğun ortasında sen çiçekler açarken, kendi kanatlarınla uçarken, ideallerim var yaşamalıyım dediğin şeyleri düşünüyorum. biliyorum ki seni alıp gidecekler bir gün ve bir gün bana acıyıp çekip gideceksin. gecenin bu vakti bunları düşündüm yine, yeni bir şiire başlayım derken aklıma geldi işte.

mektup gibi oldu sanki. veda ediyorum bu yalnızlığa, şimdi bir sen daha yok ve bulamayacağımda, ne oldu anlamıyorum. çünkü varsın ve yakınımdasın. uzak olsan umursamazdım belki ama, şimdi büyüdüğün yere kök saldın. benden, benim benden olduğumdan daha çok haberdarsın, hatırlar mısın,
'bir kadın beni benden daha iyi tanıyorsa bu olaydan nefret ediyorum' demiştim. gizlerimin kendimliğimin içine girilmesi gibi geliyor demiştim.
sen yaptın mı bilmem,tanıyorsun beni. bilsen de belli etmezdin bunu bana, bazen diyorum ki, daraldığım günlerde karşıma çıkan bazı güzel şeylerin arkasında hep sen vardın. yalnız kalmayayım diye yaptıklarındı, bilmiyorum işte, içime hep böyle bir his doluyor.

şimdi gitmeliyim canım. saat gecenin kaçı oldu bakmalıyım, uyumalıyım uyumalıyım,kalkmalıyım sonra, sonra yeniden başlamalıyım. bir sen daha büyütmek yok artık sen geldin çünkü, şimdi sende yoksun. ne yapacağım onu bulmalıyım, ben öp uyut.

sende geldin
çok yorgunum
seni büyütmek ne zormuş
seni duydukça anlıyorum

beni yordun
şimdi yorgunum.

sesimin elleri olsaydı,
saçlarının gölgesinde tutar
gün sayardım hatıralarıma
ucuna bağladıklarımla

gözlerin kalsın şimdi
sen gidebilirsin,
bir fide
seni büyütmek için
bir parça

attığım imzaların kaydını tutuyorum
suçlu değilim
mecburum
tek suçum sen olsaydın.

mesleğin diyorlar bazen, küçük kadınlar büyütmek diyorum. ne ağır vazife bir şaire.

kalacak yer lazım bana
halâ var mısın…

su yılı /

Zafer Zengin Etnika
Kayıt Tarihi : 6.9.2006 01:14:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Zafer Zengin Etnika