Küçük Bebeğim Şiiri - Kasım Kobakçı

Kasım Kobakçı
1419

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Küçük Bebeğim

Bu şiir senin için küçük bebeğim.

Gitti elektrikler, yaktın mumları,
Her an uzaktan dedem gelebilir,
Kırıp masadaki sürahiyi, keman çalar,
Evlatlıktan reddeder onu bütün aile.

Ne zorba ne de bir çapkındır büyükbabam.

Yaklaş bana, uzak tut o mumu,
"Bu başkası" derken gözlerime gölgeler,
Ben sürücü koltuğunda oturan küçük bir kızım,
Şarkı söylerim duraklar boyunca.

Bulanık bir cam mıydı "Eminem"?

Yağmurun yağması, mumun titreşmesi,
Belki bahseder sana dedemden ve büyükannemden,
"Siz kardeşsiniz" diyerek aldatılan aşıklar,
Caydırıldı bu evlilikten yanlış bir şekilde.

Düğün: Bir gün öncesinden rafa kaldırılmış bir dosya.

Babam söndür şu mumu da söndür der sayıklar,
Yemin ederim, bir daha dönmedi terk ettiği fakültelere,
Aklında tuttuğu tüm bu sayılar,
Belki de hayatındaki bu boşluğu doldurmak için.

"Kızım hiçbir zaman istemedi benden para."

Annem o mum neden yanıyor neden der durur,
Kırsal kesimde okuması şehirli olmak için miydi,
Evet öyle, belki uyarmak içindi,
Gece gündüz önlüğüyle top oynayan kızını.

Bağırmadı annem bana, bir kez olsun bağırmadı bana.

Rüzgardan önce, söndür onu rüzgardan önce,
Kim bilir masalcı dedem sana neler anlatacak,
Onun etrafında toplanmış bütün köylüler,
Boşuna değil, ağızları açık dinlerler.

Bırakın başkaları anlatsın onun hikayesini.

O sadece bir mum, sönmüyorsa bırak sönmesin,
At sırtında bir serseri, adi bir serseri,
Kendisini değil, tutar kardeşlerini,
Günün olayların açıklamak ve aktarmaktır onun işi gücü.

Eğer anlatsam, hayatları roman olur birçok insanın.

Elektrikler geri geldi, şuna bak,
Bugün gelen bir anda yeniden sona erebilir,
Döneriz eski hayatlara, eski aşklara,
O kadar yoruldu ki geçmişten gözlerin.

Dün koyduğu yerde bulamıyor insan dünyayı.

Nedir bu? Gözlerinde birkaç damla yaş,
Diyorum ki, bakma bana, bakma ellerime,
O eski ikinci el kitapçının tozluydu rafları,
Bu yüzden doğru, kirli ellerim.

Bu kadar zor sorular sorma. Bilemem.

Hayır sorun geçmişte veya gelecekte değil,
Yağmurun bütün sorunu şu anla,
Gerisi ıslak, ıssız, sessiz sokaklar,
Elbet bir beden o kadar çok ıslanmaz.

Burnunda yeni açmış, ıslanmış bir akasya.

Gözlerinin arkası mutlak sürgündür,
Olmasa kıvırcık saçlı küçük oğlan,
Kış kıyamette kim yapacak kardan adamları,
içimde öyle bir boşluk bırakıp gitme.

Sana hayallerimi, ellerimi veriyorum.

Sakın gitme! Buharlaşan bir gölet olurum,
O ellerim, onlar kaybettiğim yerde,
Sanki içimde bir şeyler bırakıyormuşum gibi,
Evet zor, bütün bunları yazmak.

Küllerinden bir şehrin doğabilmesi için yazılması gerekir.

Yaklaş yaklaş, yaklaş bana,
Her ne kadara hikayem sana acı-tatlı görünse de,
Ne oyunlarım var, ne komik hikayelerim var,
Yanlış numara diyorum, orası burası değil.

Nasıl oldu da göz açıp kapayıncaya kadar göğsümü hayallerle doldurdun?

Dönüp dolaştık, bitti kelimeler,
Sarhoş muyum? Neden oluyor bu çarpıntı,
Kulağımda neden kanarya sesi var,
Sarsıntıların bu kadar uzun sürdüğünü bilmezdim.

Kasım Kobakçı
Kayıt Tarihi : 23.7.2024 14:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!