Kübra Gülbahar Şiirleri - Şair Kübra Gül ...

0

TAKİPÇİ

Kübra Gülbahar

Ezberimde tek satır kalmadı yaşadıklarımdan
Dudakların nasıl öperdi hatırlamıyorum
Hayalin gelmiyor artık gözümün önüne
Eskidendi diyor içimdeki ses çok eskiden…
Şimdi içimde kalan sancının adı yorgunluk
Hâlbuki ne deli uğraşlar vermiştim sevdamda

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Hadi bana susmaları öğret, öğret ki
Beni boğan bu sessizliğe alışayım..! !

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Maviler neden bu kadar koyu
Yeşil neden donuk bakıyor bana öyle...
Ben mi yağdırıyorum bu isyanları
Küfreden gözlerle bakmayın yüzüme! ! !

Gün kızıla bırakıyorken kendini

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Bir gün bir yerlerden çıkıp gelecekmiş gibi özlemle bekleyeceğim, yolcu ettiğim tarafımı… Neyin telaşını vermişim… Ne için anlamsızca savaşmışım… Sebeplerini hiç sormadan, yürümüşüm hapsolduğum çıkmazlarda… Sanki hiç acı çekmiyormuşum gibi birde sen eklenmiştin onca kalabalığımın içine… Anlamsızlaştırmıştım kendimi… Sende bana yetmeyecek anlamlar arama istediğim nerden geliyordu bunu açıklayamıyordum ama bu istek benim bile önüme geçiyordu… Görmeye mahkûm edilmiş bir kâbus yaşamak için kendime bu denli kıyım yapmak, herkesin başa çıkabileceği bir iş değildi… Seni değil sensizliği seviyordum… Bana gelişinin beni sevindirmeyeceği belliydi… Seni tanıyordum… Sınırların o kadar belli ve netti ki bana verebileceklerinin şimdiki yalnızlığımdan daha sığ olacağı fark edilebilir bir gerçekti… ama yinede istemenin verdiği eylemle düşüyordum yollarına… fakat gelişlerin, benim buluşlarım değildi… Belirsiz bir nesne gibiydi yaptıkların… Her şeyin yakarışını içten kopartışın zamanla beni öldürmeye vardırmıştı… Soğuk bir toprak gibi serildin üstüme… ve ben onun altında senden bihaber yaşamaya isteksizce kapılıverdim… Olmadığım hayatından artık hiç olamamak üzere çekilme kararı aldım… Bensizliğe nasılsa alışmıştın bu çekiliş sende bir şey koparmayacak emin ol…

Sana edecek teşekkürlerim yok… Seni tanımak, tanımamak kadar seyirsiz geldi bana… İçinde kaybolma arzusuna kapılmışken, daha kendin için yürüyecek bir yol dahi biriktirmediğini anladım kendinde… Şimdi soruyorum “ben seni mi sevdim! ” yoksa “sende yaşatmak istediğim kendimi mi! ” Ben kendimi sevmişim… Sevmeyi bilmeyen insanların hakkı değilmiş sevilmek… Önce sevmeyi öğrenmelisin… Bunu yaşatacak bir sen bul kendine… Katlanabilecek misin?

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Gidecektim…
Gittikçe silinecektim…
Bir daha dönmemek adınaydı tüm yeminlerim!
Bu eziyetlere bir son vermek uğrunaydı revan oluşlarım..!
Yeni bir şehrin suyuyla yıkayacaktım kendimi
Tüm günahlarım birer birer dökülecekti üzerimden..!

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Tenin dokunulmuş bir yaşam kokuyor
Ellerinse günah karası…
Gözlerinde nice yalanlar dans ediyor
Hataların hep sayfa arkası…

Bırak eksik gelsin cümlelerin bana

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Sarıya dönmüş her şeyin yüzü
Ne varsa ayrılık kokuyor
“Kim o” seslerinden uzak kapılar yıkılmış önüme
Bilindik sedaları anlamsızlaştırıyorum
Bu sensiz geçirdiğim ilk Şubat değil ki
Yokluğunun bıraktığı kokuya alıştım

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Bu atlayışlar hep senden
Lakin uçurumlarında yalancı ağıtlar kopuyor
Bilerek yanılmaların tek sahibiyim
Bitmeyen karanlık yollar geziyor içimde
En koyu çığlıkları koparıyor dilim
Aşikâr olmayan sokaklara salmışım kendimi

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Henüz 25 yaşındaydı… Gözleri, hayat benim tüm güzelliğimi kirletti der gibi bakıyordu… Yollar yırmıştı sanki üzerinde ki elbiseyi… Adı koyulmamış o sokağın delisiydi. Kimse yanına uğramıyor, senin derdin nedir diye bir soranı dahi olmuyordu! İnsanlar ona alışmıştı. O ise yaşam dâhil kimseden bir anlayış beklemiyordu. Hayatta ki tüm serveti, akşamları üzerinde uyuduğu ıslak bir karton kâğıttı.

Neyi sığdırabilirdi ki bu kısa yaşanmışlığa! Ansızın gelen bir günün tüm ağırlığı mı çökertmişti o masum yüreği? Dudakları unutulmaya yüz tutmuş bir hüznün kırıntılarını seslendiriyordu. Duyabiliyordu herkes ama ne demek istediğini ondan başka kimse anlamıyordu. Bir ailesi yok muydu? Bir sevdiği! Gitmek istediği bir şehir! Olmak istediği bir yerde miydi? Eğer öyleyse… nasıl katlanabilirdi ki insan bu garip yalnızlığa! Hangi evin kapıları kapanmıştı üzerine acımasızca! Hangi varlık onu bu taşınması ağır yokluğa sürüklemişti?

… Baktıkça içim parçalanıyordu. İlk kez geçiyordum o sokaktan… İlk kez bir insanı bu kadar koyu ve derinlemesine değerlendiriyordum. İçimde engelleyemediğim bir istekle izliyordum onu… Kendimde biriktirdiğim tüm duygular ağlıyordu sanki… Gariptim… Onca sıkıntımı unutup, onu düşünmem bana şaşırtıcı geliyordu…

Devamını Oku
Kübra Gülbahar

Bazen yokluğunu düşünüyorum üstü kapalı
Varlığı keyiflendiren adamın,
Yokluğunun ne denli kıyımlar yaratacağını şekillendiriyorum
Beynimde…
Uğultu uğultu uğultu
Sesler netleşmek bilmiyor…

Devamını Oku