Kubbe Altında Karanlıkta Susmaz

Ay ışığıyla cilveli gecede
Bıkkın bakışla ürperten deniz
Uzayıp giden yıldız seferi
Kayıp giden bendim görseydiniz
Ay ışığıyla cilveli gecede

Usulca sokulan göç rüzgârı
Islak tadıyla boynumu yaladı
Kırılmış zincirin, tutsak halkaları
Kafesten fırlamış kuşun adı
Usulca sokulan göç rüzgârı

Kubbe altında karanlıkta susmaz
Hicran bulutunda biriken su
Bu serap yağmurunda çöller sarhoş
Aşıkların ayrılık homurtusu
Kubbe altında karanlıkta susmaz

Hasrette telaştır ürkek çırpınış
Yerde dans eden ışık hüzmesi
Avuçlarımda eriyen genç zamanın
Fark etmiyor, aldatıp üzmesi
Hasrette telaştır ürkek çırpınış

Baharın ıtır kokusu sinsice sokulur
Kuş kanadında açılır penceresi ilhamın
Ay’ın damlasından dökülür şiirler
Kelimeler demini bulur romantik akşamın
Baharın ıtır kokusu sinsice sokulur

Kış masalı sonunda dolgun güneş
Berrak denizin aksi gökte aynası
Üşüyen yılların dirilten seheri
Varmış yokmuş birbirinin aynısı
Kış masalı sonunda dolgun güneş

Uçuyorum kuş gibi, oturmuş ve kanatsız
Mesafeler kesik, heyecan büyük ortağım
El yordamı anlattığım umarsız aşk
Bulut yamaçlarında süzülen atım
Uçuyorum kuş gibi, oturmuş ve kanatsız

Sahte falları sardığım mendilimle
Çakıl taşlarını süpürdüm göklerden
Yanmış otağın direkleri arasında
Yüzümü sakladım meleklerden
Sahte falları sardığım mendilimle