Krimimal sabıkalarımız,
parmak uçlarımızdaki
arsız dokunuşlarda gizliydi.
Gece yolculuklarımız boyunca,
kara gözlerinde yanıp sönen
şehvet uçkunlarınca yıldız kayardı.
Başımız mutluluktan göğe değince;
tutabildiğimiz bir tanesine biner giderdik,
bin yıl öncesinden
bin yıl sonrasındaki masum uykular ülkesine.
Çok eskilerden
genç mi genç, güzel mi güzel
bir sevgilinin çıkageldiği
bulanık, kirli bir rüya kalırdı geriye.
...! Sen mişsin meğer.
Şeytani mazoşist umularla gelen.
Canımı acıtan kan, ter çırpınışlar
ve epilepsi krizi sonu gibi,
bayılırken bıraktığım son nefesle
Bayılırdım sana.
Kayıt Tarihi : 14.2.2006 17:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!