Lise yıllarında hep kravat takardık okula giderken... Biz takardık takmasına da bazı arkadaşlar, biraz daha farklı geniş kravatlar takardı... Daha dün ipince kravat takarken, niye geniş kravatla okula gelirlerdi ki? Baştan anlamazdık, böyle ucube kravatlar taktıklarını, sonradan çözdük olayı... Kravatlar ile kopya kağıtlarının aşkı varmış...
Bizim hırbolar, hırbolar dediğim de arkadaşlarım, kravatların arkasına kopya yazarlarmış. Bak sen! Yahu arkadaş kopya yazacağına ders çalış be kardeşim. Bak biz de fazla çalışmıyoruz bazı derslere, zayıf alıp kıçımızı kırıp oturuyoruz yerimize... Sonrada Alpay'ın şu meşhur ''Eylül de Gel'' şarkısıyla imtihanlara girip çıkıyoruz...
Ne aşkmış bu kravatlar ile kağıtların aşkı. Her gün ince normal kravat takarken, ne iş, yazılı günleri geniş geniş kravatlar takıyorlar arkadaşlar? Ama sadece siz mi uyanıksınız? Öğretmenlerde öğrencilik zamanlarında o yollardan geçmedi mi? Kaçın kurası o sevgili öğretmenlerimiz.
İyi de bu işin incelikleri de var az da olsa... Sen tutup da kopyayı ters yapıştırırsan kravata, okumana imkan yok. Derste de öğretmen varken kopyayı da değiştirmeye kalkarsan, şapa oturursun benden söylemesi, baştan doğru yapıştıracaktın koçum...
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta