belki sevgililer için tutulan bir acı yastı
yağmur yağmur belaya başını tutmaktı
ateş ateş denizlere kendini atmaktı
tuz kadar mübarek
ekmekçe azizdi
toprakleyin bereket
su gibi temizdi nebi
dünyanın boz bulanık selinden
kenara çeker mümini
müminin göğüdür nebi
nereye gitse onu bulur karşısında
güneşleri ondan doğar
yağmurları ondan iner
sabahı onun ufkunda bulur
akşamı onun göğsünde ağırlar
mevsimlerini kalbinden alır nebinin
kayan yıldızlar gibi büzülür elem dehlizlerine
melal süzülür gibi melek kanatlarından
döker yapraklarını güller
nebi diye
kaderin dehşetini yakan şamdanlar
özge pervanelere tesellikar düşer
şefkatli bir ekmek kırıntısıdır
kurutulmuş buselere yar düşer
nebiden.
her nereye gitse
her nereye dönse
her nefes nebidir mümine
hayattan ölüme
ölümden hayata
var-yok arası
ve sonra
nebi hicret eder
medine olgunluğuna erer yesrib
onun gelişi
yesrib’i medine’ye hicret ettirir
medine eylemek için yesrib’i
alın terini
akıl terini ortaya koyar nebi
çorak toprağı vatana dönüştürür
gurbeti sıla kılar
uzaklığın tarlasından yakınlık hasadı devşirmiştir
yeni gelen her sabah yesrib’tir artık
telaşlarını kucağa döken öğle vakti yesrib’tir
hüzünlü ikindiler
kızıl akşamlar
koyu geceler
kapılar, odalar, evler, sokaklar, meydanlar
her yeni başlayan ay
her yeni tanışılan yabancı yesrib’tir
hareket halinde mümin her an
anlamlı kılmak için gider gittiği yere
çünkü o anlam yüklendi mekkeli vahiyle
vahyi taşıyan aklı
vardığı yere
döndüğü yöne
mana kazandırdı
ey taze nefes sahibi
hala eskimiş külleri mi savurmaktasın baba ocağından
közlere üfle ateşlendir artık
közleri gözle alazlandır
baba ocağı sunasın bir sonrakilere
yoldasın her daim
yola çıkarıldın
yürüyorsun
miraca layık arşın gölgesi düşüyor adımlarıın önüne
içinden birinin teri dökülüyor yorgun ayakuçlarına
yeniden başlıyorsun her an
yine yeniden düşüyorsun yola
baş koyduğun her başlangıç
yesrib’in sırrını borç istiyor senden
sorumluluğun bu işte
vardığın yeri medine kılma sorumluluğun
vardığın her yere muhammedi oluşu taşırma sorumluluğun
zamanı Allah’ın muradınca akıtma sorumluğun
hani uykuya dalınca
yalnız başına kalınca
hani yalnız gecelerde konuşmadan kalınca diller
hal üzere anlar olunca gönüller
fırtınadan bizar kürek mahkumlarınca
hani aşıkların hasreti özlemle karınca
hani düşleri
gurbetin ucunda gönle gömen de
hani hayalleri
gurbet gurbet gönle gömende
ya nebi..
kapına geldik
aşkı öğret bize hadi
aşkını ver yüreğimize
bir nihanice gamzene
gamzede aşıkların adına
redfer
İlyas KaplanKayıt Tarihi : 6.12.2024 15:07:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!